• Vücudumuz hakkında bilmediğiniz İnanılmaz gerçekler

    Yeni doğmuş bir bebek 7 aya kadar yutarken aynı anda nefes alıp verebilir. Kafatası 29 farklı kemikten oluşur. Vücut ısımızın %80'ini kafamızdan kaybederiz. Yüzünüz kızardığında mideniz de kızarır.

  • Gözlükleri Çıkartma Zamanı Geldi (alıntı)

    Gözlük takan insanlar gözlüklerinden basit egzersizler yaparak kurtulma imkanı varmış.Gözlükle gördüğü gibi görebilir hatta daha da iyi görebilirmiş.Bu bir gerçektir, bu mümkündür. (Zdanova Vladimira Georgivecha)

  • Manyetik terapi

    Manyetik terapi,manyetik alan gücünün organizmamıza iyileştirici etkisidir. Organizmadaki hücre ve dokuların biyomanyetik zarla çevrili olduğu saptanmıştır. Bu zar organizmamızı çevremizde bulunan manyetik alanların zararlı etkilerinden korur.

  • BESİN KALORİ CETVELİ

    Günlük aldığınız kalori miktarı, harcadığınız kalori miktarından 300 kalori eksik olduğu taktirde, 1 haftanın sonunda yaklaşık 454 gr. yağ yakmış olursunuz.

  • TÜRK BİLİM ADAMLARINDAN İNANILMAZ BULUŞ

    Kocaeli Üniversitesinde görevli bilim adamları, tavuk tüyünden insan derisi yaptı. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde görevli Doç.Dr. Güralp Özkoç, tavuk tüyünden deri yanıkları ve doku kayıplarında iyileşmeyi hızlandıracak yüksek katma değere sahip biyomedikal bir ürün geliştirdi.

Larenjit

Larink’in (gırtlak) iltihaplanmasıdır.
Nedenler ; Enfeksiyonlar 8kızamık , grip) , toksik gazların inhalasyonu , kronik tbc , frengi , fazla bağırma.
Belirtiler ; Ses kısıklığı , afoni (ses çıkmaması) , öksürük , boğaz ağrısı.
Tedavi ; Etkene göre spesifik tedavi , konuşma istirahati , buğu inhalasyonu , sigara içilmemeli , sıcak ortam , sulu sıcak içecekler.
Share:
KARIN AĞRILI HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ


İLK DEĞERLENDİRME :

Tüm vakalarda olduğu gibi AVPU ve ABC değerlendirilir. Sonra karın ağrılı hastaya özgü değerlendirmeye geçilir :

Ağrı (PQRST)

SAMPLE [HİKAYE ; H: hastalıkları(P), İ: ilaçları(M), K: çağrıya neden olan kaza veya hastalık (E), A: Alerjileri, Alışkanlıkları (A), Y: yediği/içtiği(L), E: Emareler/belirti/bulgular (S)]

Kanama

Bulantı-kusma

Halsizlik, deri rengi

Barsak alışkanlıkları

Üriner bulgular

Ateş,üşüme (titreme)

Kardiyo - pulmoner semptomlar

1- P → Ağrıyı artıran azaltan etkenler var mı?

> Ağrıyı azaltmak üzere hasta pozisyon arayışında mı?

Q → Nasıl bir ağrı : batıcı, yırtılır gibi, kramp girmiş gibi, yangılı, sancılı, sinsi (künt) ?

NOT: Ağrıyı hastanın tanımladığı şekilde rapora yazın ; bıçak saplanır veya iğne batar gibi vs

R → Ağrı yaygın mı / lokalize mi ?

> Yansıyor mu / yayılıyor mu ?

S → Hafif mi, dayanılacak gibi mi, dayanılamayacak kadar şiddetli mi ?

NOT : 65-70 yaşlarında ağrı eşiği daha yüksek olduğundan yanılmayın ! Hafif bir ağrı ciddi bir sorunun habercisi olabilir.

T → Ne zaman başladı

> Aniden mi başladı, giderek artan bir ağrı mı?

> Sürekli mi, sabit mi, aralıklarla mı geliyor, kramp tarzında mı?

> Ağrı ile birlikte bayılma, bulantı, kusma vb görülüyor mu?



2- H→ Şimdikinin benzeri yakınmaları daha önce olmuş mu ? Evetse sonuç ne olmuş?

→ Kalp hastalıkları, KOAH, hipertansiyon, diyabet, karaciğer hastalıkları, ülserler, idrar yolu enfeksiyonları,

batın ameliyatı, geçirilmiş aorta abdominalis anevrizması gibi yakınmaları var mı ?

İ → Abdominal yakınmaları için kullandığı ilaç/lar var mı?

→ Başka nedenlerden dolayı sürekli veya geçici olarak kullandığı ilaçlar var mı ( aspirin, gripin, doğum kontrol hapı gibi)

K→ Ambulansı çağırmaya neden olan yakınma nedir, nasıl başlamış?

A→ Alerjileri var mı, sigara – içki alışkanlığı var mı?

Y→ En son ne zaman, ne yemiş / içmiş, ne kadar yemiş / içmiş (iştahı nasıl) ?

E→ Belirti ve bulgular – vaka hazırlarken ilk muayenedeki veriler olduğundan “S” yi yazmaya gerek yok.



3- Kanama var mı > ağızdan ( balgamda mı, köpüklü mü, kahve telvesi gibi mi ?), rektumdan (taze kanlı, zift

gibi siyah ve parlak?) vajen, idrar yolu ?

> kanama sızıntı şeklinde, hafif, aşırı miktarda ?

> kanamanın rengi parlak kırmızı mı, koyu mu ?

4- Bulantı – kusma > Ne zamandan beri var ?

> Ağrı ile bağlantılı mı ?

> Kusmuğun rengi, miktarı, özelliği, kokusu ?

> Dehidratasyon var mı?

5- Deri rengi > Sklera ve deride sarılık var mı ? Ne zamandan beri var ?

Halsizlik > Ne zamandan beri var ?



6- Barsak alışkanlıkları > Herhangi bir değişiklik, kabızlık, ishal var mı?



7- Ateş / üşüme / titreme > Enfeksiyon durumunda ortaya çıkar



8- Üriner bulgular > Dizüri (yangılı idrar), hematüri, poliüri, pollaküri, anüri var mı?



9- Kardiyopulmoner semptomlar > Çocuklarda Pnömoni karın ağrısına neden olabilir

> Myokard infarktüsü karın ağrısına ve kusmaya neden olabilir. Öncelikle bunların olmadığı saptanmalıdır.



İKİNCİ MUAYENE :



1- BAK > Karında şişlik, çökme, ameliyat izi, (travmada CLAP bulguları)



2- DİNLE > Barsak seslerini. Ortam sessizse ve hastanın durumu acilen nakletmeyi gerektirecek kadar kötü değilse dinlenir. Barsak seslerinin alanda dinlenmesi acil bakım açısından bize bir fayda sağlamayacağından vakit kaybetmeye değmez. Ancak hastanın durumu ve ortam uygunsa hastane tedavisinde değerli bir bilgi olabilir. Göbeğin hemen altından steteskopla dinlenir. Dakikada 5 – 10 kez çağıldayan ses olarak duyulur.

Dakikada 5 altında olması barsakların hipoaktif, 10 üzerinde ise hiperaktif olduğunu gösterir. Genellikle barsak tıkanmalarında hipoaktif, ishallerde hiperaktif ses duyulur



3- HİSSET (PALPASYON) > Karın, göbek merkez alınarak, hayali dört bölmeye(kadrana) ayrılır. Soğuk olmayan ellerle, ani bastırmaktan (basınç oluşturmaktan) kaçınarak, eller birbirine ve karna paralel olarak tutularak parmak uçları ile muayene edilir. Hassas ya da ağrılı bölge en sona bırakılır.



Rebound > Karna bastırdıktan sonra aniden ellerin çekilmesiyle oluşan şiddetli ağrıdır (şoka neden olabilecek kadar şiddetli ağrı olabilir). ALANDA MUAYENE YÖNTEMİ OLARAK ASLA KULLANILMAZ ! Peritoneal iritasyon (örnek:peritonit) sonucu görülür.



Muayene esnasında bakılacak batın özellikleri > Yumuşaklık, sertlik, gerginlik (muskular kasılma), tümöral veya atımlı kitle (abdominal aorta anevrizması rüptürü belirtisidir), hassasiyettir



4- PRİAPİZM : Cinsel uyarı olmaksızın penisin devamlı ereksiyonudur. Nedeni genellikle lumbosakral bölgedeki omurga yaralanması veya batın içindeki hastalıklardır.




KARIN / BATIN / ABDOMEN ANATOMİSİ

Karın boşluğunun (abdominal kavitenin)

· Üst sınırı èdiyafram

· Alt sınırı è pelvis

· Arka sınırı è lumbal omurlar

· Ön sınırı è karın duvarı kasları



PERİTON

Karın boşluğunu çevreler

· Çift katlıdır :

Visseral periton

Pariyetal periton

· Karın boşluğunu ikiye böler:

Peritoneal boşluk

Retroperitoneal aralık



SİNDİRİM SİSTEMİNİ OLUŞTURAN YAPILAR

Sindirim sistemi = gastrointestinal / midebarsak sistemi

· Ağız/ağız boşluğu

· Dudaklar, yanaklar, dişetleri, dişler, dil

· Farinks (Pharynx, boğaz)

· Burun boşluğu ile lareks(gırtlak) arasında kalan soluk yoludur

· Özefagus (yemek borusu) farinksle mide arasındaki sindirim borusu

· Mide

· Boşluklu sindirim organıdır

· Yemek borusu ile gelen besinlerin dolduğu yerdir

· İnce bağırsak

· Mide ile çekum arasındaki kısımdır; duodenum(oniki parmak bağırsağı), jejenum ve ileumdan oluşur

· Kan yoluyla, besinlerin vücuda emildiği yerdir

· Kalın bağırsak

· İleçekal kapaktan anüse kadar olan kısımdır

· Çekum, kolon ve rektumdan oluşur

· Sindirim sisteminden salgılanan su buradan geri emilir



SİNDİRİM SİSTEMİNE YARDIMCI YAPILAR

· Tükürük bezleri

· Tükürük salgısını yapar ve salgılanmasını sağlar

· Kanallarla ağız içine açılır

· Karaciğer

· Sağ üst kadranda, büyük ve katı bir organdır

· Safra yapar ve salgılar

· Vücuda gerekli proteinleri üretir

· Pıhtılaşma faktörlerini üretir

· Zehirli maddelerin zehrini etkisiz hale getirir

· Glikojeni depolar

· Safra kesesi

· Karaciğerin hemen altında yer alır

· Safrayı depolar

· Pankreas

· İç kısmından (endokrin pankreas ) kana insülin salgılar

· Dış (ekzokrin pankreas) bağırsaklara sindirim enzimleri ile bikarbonat salgılar

· Appendiks

· Kalın bağırsağa yapışık, boşluklu oluşumdur, herhangi bir fizyolojik işlevi yok

Başa Dön


KARIN İÇİ ORGANLARI

BÜYÜK KAN DAMARLARI

· Aorta

· Inferior vena cava



KATI ORGANLAR

· Karaciğer

· Dalak

· Pankreas

· Böbrekler

· Yumurtalıklar (Overler, kadınlarda)



BOŞLUKLU ORGANLAR

· Mide

· Bağırsaklar

· Safra kesesi ve safra kanalları

· Üreterler

· Mesane

· Rahim (Uterus) ve Fallop tüpleri (kadınlarda)





KARNIN KADRANLARINDA YER ALAN ORGANLAR

SAĞ ÜST KADRAN

· Karaciğer

· Safra kesesi

· Onikiparmak bağırsağı(Duodenum)

· Enine (transverse) kolonun bir kısmı

· Çıkan (assenden) kolonun bir kısmı


SOL ÜST KADRAN

· Mide

· Karaciğer (bir kısmı)

· Pankreas

· Dalak

· Enine (transverse) kolonun bir kısmı

· İnen (dessenden) kolonun bir kısmı



SAĞ ALT KADRAN

· Çıkan bağırsak (kolon)

· Appendiks

· Yumurtalıklar

· Fallop tüpleri


SOL ALT KADRAN

· İnen Bağırsak

· Sigmoid kolon

· Yumurtalıklar

· Fallop tüpleri






KARIN AĞRILARININ ÇEŞİTLERİ

· Visseral(yaygın) ağrı

· Somatik(organa ait) ağrı

· Yansıyan ağrı



VİSSERAL AĞRI

· Periton ya da organ çeperinde ödem veya gerilme nedeniyle ortaya çıkan ağrıdır

· Yayılan bir ağrıdır; nadiren, bir yerde hissedilir

· Organın duyusal sinirleri tarafından, organdan uzak bir yerde algılanabilir



SOMATİK AĞRI

· Pariyetal(karın duvarındaki) peritonun veya diyafragmanın inflamasyonu (yangısı, iltihabı) sonucu oluşan ağrıdır

· Keskindir (bıçak saplanır tarzda)

· Yeri bellidir



YANSIYAN AĞRI

· Etkilenen (hasta) organın uzağında algılanan ağrıdır

· Yansıyan ağrıya neden olan bazı hastalıklar

· Pnönomi

· Akut myokard infarktüsü

· Erkek cinsel ve üreme organları (genitoüriner) sorunları

KARIN AĞRILARININ OLASI NEDENLERİNİ ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN → 1 , 2
Başa Dön
SIK KARŞILAŞILAN TIBBİ SORUNLAR



DİSFAJİ (YUTMA GÜÇLÜĞÜ)

Yutkunma esnasında hissedilen zorlanmadır. Özefagustaki herhangi bir tıkaçla oluşabilir. Bu tıkaçlar,

· yabancı cisimler

· tümörler

· daralmalar, olabilir

Sternum boyunca özefagusta ya da boğazda ”bir şey yapışmış” hissi vardır. Birdenbire veya zamanla oluşabilir. Ağrısızdır. Genellikle önemli değildir, belirtilerin ciddiyeti altta yatan nedene (hastalığa) göre farklılık gösterir

Genelde acil bakım gerektiren bir durum değildir.


REGÜRJİTASYON
Yarı sindirilmiş mide içeriğinin, (herhangi bir çaba harcanmadan) istemli ya da istemsiz olarak ağza geri gelmesidir.



KUSMA
Mide içeriğinin dışarı atılması veya kusturma yoluyla dışarı çıkarılmasıdır.

Genellikle önemli bir nedeni vardır (önemsenmelidir!)

Genellikle nedeni gözlenemez (gizlidir)

Kusma ile regürjitasyon ayırt edilmelidir

Önemsenmezse çok ciddi sorunlarla karşılaşılabilir; gözardı edildiği bazı durumlarda şoka neden olabilir

Yaralanmalarda çoğunlukla kusma da görülür

KUSMANIN NEDENLERİ

Peritonit - ileus – obstrüksiyon

Mide mukozasının iltihabı veya iritasyonu

Bakteriler, viruslar, parazitler

Sindirilmiş tahriş edici (iritan) maddeler

Zehirler, ilaçlar, vb

KUSAN HASTALARDA ACİL BAKIM

BİLİNCİ AÇIK HASTADA (AVPU àA) :
- Yardımcı olun ( böbrek küvet/kusmuk torbası ve ağzını çalkalamak için su verin). Acilen hastaneye götürün.


BİLİNCİ KAPALI HASTADA (AVPU àV,P,U):
- Soluk yolunun açık ve temiz kalmasını sağlayın, gerektiğinde aspire edin

- Kusmuğu aspire etmesini (kusmuğun soluk yoluna kaçmasını) önleyin, mümkünse yan yatırın

- Acilen hastaneye götürün



KUSMUĞUN TEMİZLENMESİ; ASPİRE EDİLMESİ (ASPİRASYON İŞLEMİ)
Yarı bilinçli, uykulu veya sarhoş kişilerde kusmuk, soluk alırken trakeaya, bronşlara girebilir (aspire olabilir). Bunun sonucunda:

- Bronşlarda ve trakeada yangı ve/veya iltihap oluşabilir

- Bronşiyollerde ve alveollerde harabiyet oluşabilir

- Akciğer iltihabı oluşabilir

- O nedenle, bu gibi kişilerde her an kusmaya hazırlıklı olmalı ve hasta ihtiyaç duydukça aspirasyon yapılmalıdır(aspire edilmelidir).
- Kusmaya eğilimli hastalarda, oksijenin nazal kanül ile verilmesi, doğru tercih olacaktır.



HEMATEMEZ

- Kusmuğun, kan içermesidir. Kusmukta;

- Açık kırmızı renkli sindirilmemiş kan varsa, halen kanayan bir yara anlamına gelirken,

- “Kahve telvesi gibi” tanımlanan koyu renkli (kahverengiye yakın bir renk) sindirilmiş kan varsa, kanama aktif olmayabilir

- Her ikisinin de şoka neden olabileceği hatırlanmalıdır!.



HEMATEMEZİN OLASI NEDENLERİ:

- Peptik ülser

- Özefagus varisleri

- Gastrit (alkol, ilaç, strese bağlı)

- Kusma nedeniyle midede veya özefagusta yırtık oluşması



HEMATEMEZ;

Çok ciddi, bazen ölümcül bir lezyonun belirtisi olabilir. Hastaların çoğunda ağrı yakınması yoktur. Kanama, fazla miktarda, şiddetli ya da sızıntı şeklinde olabilir; kan sindirildiğinde kusmukta fazla görülmeyeceğinden hastanın yaşamsal bulguları hemorajik şok açısından sık takip edilmelidir

Özellikle bilinci açık olmayan hastalarda kusmuğun aspire edilmesi olasılığına karşı uyanık ve hazırlıklı olunmalıdır



HEMATEMEZDE ACİL BAKIM

Alanda iç kanama durdurulamayacağından (kontrol altına alınamayacağından) hasta en kısa zamanda acil servise götürülmelidir

Bilinci açık olmayan hastada soluk yolunun açık olması ve açık kalması sağlanmalıdır

Şoka karşı önlem alınmalıdır

Kan kaybı tahmin edilmeye çalışılmalıdır

İSHAL (DİYARE)

Barsak içeriğinin (fekal maddenin) sulu halde ve sık aralıklarla vücuttan atılmasıdır.



İSHALİN OLASI NEDENLERİ:

- Anksiyete (endişe)

- Barsak (bakteryel, viral, paraziter) infeksiyonları

- Kolit

- Kısmi barsak tıkanmaları

İSHAL; ciddi bir sorunun uyarıcı belirtisi olabilir ; göz ardı edilirse, çok ciddi sistemik sorunlar ortaya çıkabilir. Genellikle çok yaygın olan bu yakınma basit bir tedavi ile giderilebilir.

İshal nedeniyle hipovolemik veya metabolik şok ya da dehidratasyona bağlı sorunlar gelişmişse acil bakıma gerek duyulur, onun dışında acil bakım gerektiren bir olgu değildir.



MELENA

Dışarı atılan barsak içeriğinde (feçeste, dışkıda) sindirilmiş kanın olmasıdır. Yapışkan, katran gibi siyah renkli, yoğun ve kötü kokuludur.

- Ciddi ve sürekli bir barsak kanamasının göstergesidir

- Nedenin mutlaka bulunması gerekir

- Göz ardı edilirse, ciddi kan kaybına ve şoka neden olabilir; o nedenle, hemorajik ve hipovolemik şok açısından hasta izlenmelidir

- Acil bakıma ancak hemorajik veya hipovolemik şok gelişmişse gereksinim olur



HEMATOŞEZİ

Dışkıda kırmızı (taze, sindirilmemiş) kanın olmasıdır.
NEDENLERİ:

- Hemoroidler(basur)

- Fissürler (yırtıklar)

- Rektal/anal kanserler

- Polipler

- Divertiküler hastalıklar

HEMATOŞEZİ; acil bakım gerektiren bir sorun değildir, o nedenle özel tedavi gerektirmez, vital bulguların takibi ve kanama miktarının tahmini önemlidir. Aşırı kanamaya nadiren rastlanır. Genellikle, hemen teşhis ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorunun habercisidir.



SARILIK

Hastanın cildinin ve diğer dokuların sarı renk almasıdır. Özellikle beyaz ve pembe renkli dokularda daha belirgindir.
Nedenleri:

- Karaciğer hastalıkları (enfeksiyon vs)

- Safra kesesinin tıkanması

- Kan ile ilgili bozukluklardır (hemolitik anemi)

SARILIK; acil bakım gerektiren bir olgu değildir. Genellikle, kısa zamanda tanı konularak tedavi edilmesi gereken, çok ciddi bir hastalığın habercisidir.

Sarılık ellerde, sklerada, dilin alt kısmında ve konjuktivada belirgindir. Özellikle gözlerde daha çabuk fark edilir.



KOLİK

Herhangi bir boşluklu organın obstrüksiyonuna (tıkanmasına) bağlı olarak ortaya çıkan, karakteristik karın ağrısına kolik denilmektedir.

Aralıklarla gelen, keskin, gittikçe artan bir ağrıdır. Dayanılmaz bir seviyeye çıkarak pik (uç, tepe) yapar, organ duvarındaki kasların gevşemesiyle birden bire hafifler.

NEDENLERİ:

- Tümörler, yabancı cisimler, herniler, yapışıklıklar sonucu oluşan tıkanmalar (obstrüksiyon):

- Gastroenterit sonucu oluşan hiperperistaltizm(bağırsağın aşırı çalışması)

KOLİK; AABT tarafından tanınması gereken tipik bir ağrıdır. Her zaman, acil durum habercisi olmayabilir. Nedenleri belirsiz bir sorundan, akut barsak obstrüksiyonuna kadar değişebilir.

Acilen, teşhis edilip uygun tedavinin başlanması gerektiğinden, en kısa zamanda hastaneye nakledilmelidir



RENAL KOLİK

Böbrek taşının üreteri tıkamasıyla oluşan tipik ağrıdır.

Diğer kolik tarzı ağrılar gibi, birden bire şiddetlenir ve kasların gevşemesiyle hafifler.

Ağrı kasıklara ve dıştaki cinsel organlara yayılabilir (yansıyan ağrı)

Genellikle, ağrının şiddeti, ağrının acilen dindirilmesini de gerektirir.

O nedenle hemen acil servise götürülmelidir

ÖZEFAGEAL REFLÜ (RETROSTERNAL YANMA)

Mide sıvısının, özefagusun (yemek borusunun) alt kısmına geri gelerek (reflüks), özefagus mukozasında yaptığı tahriş nedeniyle ortaya çıkan yakıcı tarzdaki ağrıdır. Sternumun arkasında hissedilir.

Substernal/retrosternal(göğüs kemiğinin[sternumun] arkasında) yanma tarzında hissedilen bir ağrıya neden olur

Genellikle ağır yemeklerden ya da içkiden sonra ortaya çıkar

Şişman kişilerde, sırt üstü yatmakla veya gerinmeyle ağrı şiddetlenir

Başa Dön
FONKSİYONEL BOZUKLUKLAR



BULİMİA:

Açlık hissinin aşırı artmasıdır. Çok fazla yemek yeme eğilimi vardır. Kişi, bunlara rağmen normal kilosunu muhafaza eder. Çünkü, yemek sonrası kendini kusturur.



ANOREKSİA NEVROSA:

Yemek yemeyi reddetme eğilimidir. Kilo kaybı vardır, malnütrisyon (yetersiz, dengesiz beslenme) görülür. Hasta bitkin ve kaşektiktir (bir deri bir kemiktir).



KONSTİPASYON (KABIZLIK)

Konstipasyonda; dışkı sert ve kuru olur; fekal impaction oluşabilir (dışkının barsakta uzun süre kalarak sertleşmesidir); distal kolon (dışa yakın bağırsak) kanseri görülebilir

Konstipasyonun Nedenleri:

Hareketsizlik

Lif, taze sebze - meyva içermeyen hafif yemekler

Dişlerin azalması

Kitle oluşturan yiyeceklerin tüketilmemesi

DİZÜRİ:

İdrar yaparken yanma, kaşıntı veya ağrı hissetmektir

Nedeni: Alt idrar yollarında (mesanede, üreterlerde, üretrada) yangı veya iltihaplanmadır.

AABT açısından önemi:

Genellikle acil olgu değildir. Hasta semptomatik tedavi gereksinmektedir o nedenle acil tanı konması önemlidir, hastaneye gitmesi önerilir



HEMATÜRİ

İdrarda kan bulunmasıdır(kanlı idrar). Gözle görülebilir ya da bazen görülmeyip, mikroskopik incelemeyle fark edilebilir.

NEDENLERİ:

idrar yollarındaki tümörler, taşlar; iltihaplar, yaralanmalar, olabilir.



AABT AÇISINDAN ÖNEMİ:

- Genellikle yaralanmalarda sık görülür; idrarda kan olması genitoüriner sistemde bir yaralanma olduğunun göstergesidir.

- Yaralanma olmaksızın görülen aşırı kanlı idrar, acilen tanı ve tedaviyi gerektiren bir durumdur

- Yaralanma olsun olmasın böyle bir hastada idrarın dökülmeyip hastayla birlikte hastaneye götürülmesinde yarar vardır.



İDRARA ÇIKMA SORUNLARI

SIK İDRARA ÇIKMA:

· 24 saat içinde, normalden çok daha sık aralıklarla idrar yapmaktır. Bireylerin idrara çıkma sıklığı farklıdır o nedenle “kaç kez?” her hasta için farklı olabilir; normalde kaç kez çıktığı sorulduktan sonra o gün kaç kez olduğu sorularak arada fark saptanmalıdır.

· Dizüri ile sık idrara çıkma bir arada ise mesane enfeksiyonu olabilir; ayrıca idrar kötü kokar

· Yaşlı erkeklerde, idrara sık çıkmanın en önemli nedeni prostat büyümesidir



NOKTÜRİ (GECE İDRARA ÇIKMA)

· Eğer gece uykuyu bölerek idrar yapma ihtiyacı duyuluyorsa buna Noktüri denilmektedir. Normalde (aşırı sıvı alınmadıysa) gece idrar çıkılmaz. Eğer her gece birkaç kez idrara çıkma alışkanlığı başlamışsa bir sorun var demektir

· Genellikle yaşlılarda rastlanan noktürinin nedeni konjestif kalp yetmezliğidir

· İdrara çıkma sorunları acil durum değildir ancak tespit edildiğinde kaydedilmelidir



AKUT İDRAR RETANSİYONU (İDRAR TUTULMASI- İDRAR YAPAMAMA)

· Hasta genellikle, uzun zamandan beri idrar yaparken zorlanıyordur.

· Prostatın büyümesi sonucu görülebilir.

· Çok rahatsız edicidir

· İdrar yapamama nedeniyle mesanede oluşan distansiyon(glob), şiddetli ağrıya neden olur

· Çok çabuk gelişir (saatler içinde)

· Acilen hastaneye yetiştirilmelidir



DİZÜRİ : İdrar yaparken ağrı/acı/yanma hissedilmesi nedeniyle idrar yapmada zorlanmayı ifade eder



İNKONTİNANS

İdrar veya dışkı(gaita) kontrolünün ortadan kalkması; idrar ya da gaita kaçırmak / tutamamak



· Epileptik nöbetler

· Spinal yaralanmalar

· Yaşlılık

· Bilinç kaybı



ACİL BAKIM AÇISINDAN İNKONTİNANS:

· Beklenmedik bir anda görülen inkontinans, ciddi bir hastalığın habercisi olabilir.

· Acil bakım gerektiren bir hastalık olmayabilir; mutlaka araştırılması, tanı konulması ve tedavi edilmesi gereken bir durumdur.

· Bilinç kaybı ve nöbet geçirmenin acil bakımı dışında inkontinans için yapılması gereken özel bir bakım yoktur



ÜRETRAL AKINTI

Erkek üretrasından idrar veya sperm dışında gelen her maddeye üretral akıntı denilmektedir.

Nedenleri:

· Venereal (cinsel) hastalıklardır.

· Acilen tedavi olması için, hasta doktora yönlendirilmelidir

· Diğer bulaşıcı hastalıklar gibi rapor edilmelidir



VAJİNAL LEKE, KANAMA VE AKINTI

Menstrual olmayan kanama ve akıntının görüldüğü durumlar:

· Vajinal iltihaplar (kan içermeyen)

· Uterus, vajen veya serviksin neoplastik hastalıkları

· Menstrual bozukluklar



AABT olarak;

· Hastayı teşhis ve tedavi için doktora yönlendirin

· Teşhis için acil servise nakledin

· Muayene etmeyin ya da vajene tampon uygulamayın



EKTOPİK GEBELİK RÜPTÜRÜ

Fertilize olmuş (döllenmiş) ovumun (yumurtanın) uterus dışında bir yere yerleşerek büyümesine dış (ektopik) gebelik denilmektedir.
En sık rastlanan yerleşme yeri fallop tüpleridir. Tüpler, 6 -7 haftalık olana kadar fetüsün büyümesine olanak tanır, ancak ondan sonra gerilme nedeniyle yırtılır (rüptüre olur).

Tanı:

· Şiddetli karın ağrısı olan, doğurganlık yaşındaki her bayanda sorgulanmalıdır, evli olup olmaması önemli değildir

· Bir veya iki kez aksayan menstrusyon ya da olaydan önceki 6 -7 hafta içinde cinsel ilişki olması

· Hipovolemik şok tablosu

· Karın alt kadranında ağrı ve hassasiyet olması, ile tanı konulabilir.

Acil Bakım:

· Hipovolemik şok tedavisi

· En kısa zamanda acil servise nakil



VERTİGO (BAŞ DÖNMESİ)

Nedenleri:

· Arteriyoskleroz

· Beyin hasarı

İç veya orta kulak iltihabı ya da yaralanması
Acil Bakım:

· Kusmaya karşı uyanık olun

· Hastayı sırt üstü yatırın

· Çok şiddetliyse acil servise götürün



HIÇKIRIK

Ani inspirasyonu takiben, epiglotun kapanması ile havanın tutulması olayına hıçkırık denilmektedir.
Acil olgu değildir, ancak saatlerden veya günlerden beri süre geliyorsa ve gerekliyse acil servise götürülebilir.



Başa Dön



AKUT BATIN

Bu terim, karın boşluğunu çevreleyen periton zarının akut iritasyonu (tahriş olması nedeniyle uyarılması) sonucu ortaya çıkan belirti ve bulguların tümü için kullanılmaktadır.

Periton zarının iritasyonunun nedeni, karındaki bir yaralanma olabileceği gibi, yaralanma olmaksızın içorganların hastalıkları da olabilir.

Akut karın, genellikle, aniden ortaya çıkan ve çabuk ilerleyen bir sorundur.

Çok acil (urgent) veya acil tedaviye gereksinim vardır. Bu tedavi ameliyat da olabilir



ABDOMİNAL KATASTROF (BATIN FACİASI)
Aniden başlayan ve çok şiddetli olan akut batın için kullanılan bir deyimdir.



AKUT BATINDA AABT’ NİN SORUMLULUKLARI

· Karındaki ağrı ve hassasiyet nedeniyle, akut karın vakası olduğunu saptayabilmek

· Kesin tanı koyma çabasıyla alanda vakit kaybetmemek; örnek: apandisit veya dış gebelik rüptüründen hangisi olabileceğini daha ayrıntılı araştırmak amacıyla vakit kaybetmemek gibi.

· Hastayı mümkün olduğunca çabuk, acil servise götürmek



UNUTMAYIN: akut batında kesin tanı ancak hastanede, çeşitli tetkik ve muayene yöntemleriyle konulabilmektedir. Bazen bunlara rağmen kesin tanı koymak mümkün olamamaktadır.



AKUT BATINDA BELİRTİLER

· Bölgesel ve/veya yaygın ağrı vardır

· Yansıyan ağrı olabilir

· İştahsızlık, bulantı, kusma

· İleus (Barsak paralizi)

· Sıvı kaybı(dehidratasyon)

· Hasta genelde sessizdir ve ağrı nedeniyle hareket etmekten kaçınır, dizlerini karnına çekerek ve kıvrılarak yatar



AKUT BATINDA BULGULAR

· Hızlı ve yüzeysel solunum (taşipne); dispne

· Taşikardi

· Düşük kan basıncı (hipotansiyon)

· Karında yerel veya yaygın hassasiyet

· Gergin karın

· Vücut ısısında artış

· Konstipasyon (kabızlık)



PERİTONUN SİNİRLERİ

Pariyetal Peritonun sinirleri
karın derisinin sinirleri ile aynı duyumları (ağrı, dokunma, basınç, ısı vb) algılarlar. Bundan dolayı pariyetal peritonun sensoryal (his=duyu) sinirleri, ağrıyı odakladıklarından, iritasyon noktasının daha doğru tespit edilmesini sağlarlar


Visseral Peritonun sinirleri
otonom sinir sistemi tarafından yönetilirler. Bu sinirler, herhangi bir duyuma daha az odaklanırlar. Kolik tarzında veya yansıyan ağrıda olduğu gibi



YANSIYAN AĞRI

Visseral peritonun sinirleri;

yangılı ve gerilmiş organın peritoneal yüzeyinin iritasyonuna bağlı olarak, gerilme ya da basınç algılandığında, ağrının uzak bir noktadan hissedilmesidir,

Örnek: safra kesesi ağrısının sırta vurması (yansıması)



EN SIK RASTLANAN YANSIYAN AĞRILAR


SORUN
YERLEŞIM
YANSIMA

Kolesistit
Sağ üst kadran
Sağ omuz

Apandisit
Sağ alt kadran
Göbek

Dalak rüptürü
Sol üst kadran
Sol omuz


















AKUT BATIN DÜŞÜNÜLEN HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ



GÖZLE MUAYENE (İNSPEKSİYON):



Karındaki distansiyona (şişkinliğe ve gerginliğe) bağlı olarak hastanın sessizliği ve/veya huzursuzluğu, hareket etmekten kaçınması ve dizlerini karnına çekerek kıvrılmış halde yan yatması;

Hastanın karnında şekil bozukluğu, morluk veya başka renk değişikliği, geçirilmiş ameliyat izi vs. yönünden değerlendirme yapılır



ELLE MUAYENE (PALPASYON):



Karın kaslarında sertlik (muskuler rijidite), karın kaslarının yumuşaklığı, yaygın veya yerel hassasiyet, özellikle Abdominal Aorta Anevrizma Rüptürünü teşhise yarayan ele gelen atımlı kitle, defans (muayene esnasında hastanın karnını koruma amaçlı kasması).

Bunlar, Akut batın tanısını koymak üzere saptanması gereken çok önemli ipuçlarıdır.

Barsak seslerinin dinlenilmesi, alanda acil bakımı yönlendirecek bir ipucu olmadığından ve zor duyulduğundan, özellikle vakit kaybedilmemesi açısından önerilmemektedir



PERİTONİTE (PERİTONEAL İNFLAMASYONA) NEDEN OLAN ETKENLER

· İltihap - irin

· Kan

· Feçes

· İdrar

· Amniyotik sıvı

· Ölü hücreler

· Mide asidi ve içeriği

· Barsak enzimleri veya barsak içeriği

· Pankreatik enzimler

· Safra

· İltihaplanmış doku



AKUT BATINDA ACİL BAKIM

· Kesin tanı koyma girişimlerinden kaçının

· Soluk yolunun açık olmasını ve açık kalmasını sağlayın,

· Kusma olasılığına karşı önleminizi alın

· Hastanın yaşamsal bulgularına göre gereksindiği yoğunlukta oksijen verin

· İç kanama ve Hipovolemik şok olasılığına karşı uyanık olun, takip ve tedbirlerinizi aksatmayın

· Ağızdan hiçbir şey vermeyin; susama hissi fazlaysa, dudaklarını ve dilini ıslak gazlı bezle silin

· Ağrı kesici(analjezik) veya sakinleştirici (sedatif) vermeyin

· PQRST ile ağrı öyküsünü ayrıntılı alarak kaydedin

· Hastanın rahat ettiği pozisyonda olmasına özen göstererek acilen hastaneye nakledin



Alanda asla rebound muayenesi yapmayın! Rebound: özellikle hassasiyeti olan hastanın karnına parmaklarla iyice bastırdıktan sonra birdenbire ortaya çıkan şiddetli ağrıdır. Bazen ağrının şiddetiyle hasta bilincini kaybedebilir

Başa Dön

KANAMASIZ KARIN ACİLLERİ



ÖZEFAJİT

· Yemek borusunun alt kısmının iltihabıdır

· Genellikle midedeki içeriğin yemek borusuna geri gelmesi (gastrik reflü) veya midenin yemek borusu ile birleştiği üst kısmının diyaframda fıtık oluşturması (hiatal herni) sonucunda görülür

· Belirti ve bulguları

§ Göğüs kemiğinin arkasında (substernal) genellikle epigastrik bölgede, yanıcı ağrı

§ Sırt üstü yatıldığında ağrı şiddetlenir

§ Genellikle kanama olmaz

§ Genellikle nitrogliserin ile azalan bir ağrıdır(kalp krizi ile karıştırmamak için daha iyi muayene ve EKG bulgularını atlamayın!)



AKUT GASTROENTERİT

· Mide ve/veya bağırsakların iltihabıdır

· Kanamalara ve ülserlere yol açabilir

· Yol açan nedenler

§ Aşırı asit salgılanması

§ Safra reflüsü

§ İlaçlar (ASA-Aspirin-, NSAIDS)

§ Enfeksiyon



AKUT GASTROENTERİT

Belirti ve bulgular

· Genellikle yanıcı tarzda, epigastrik ağrı

· Hassasiyet

· Bulantı, kusma

· İshal

· Kanama olasılığı



KRONİK GASTROENTERİT

· Uzun sürede mukozada oluşan değişiklikler veya kalıcı hasarlar

· Fekal-oral yolla bulaşan bakteriyal, viral, protozoal etkenlerle oluşan enfeksiyonlar

· Özellikle az gelişmiş ülkelerde ve bölgelerde sık görülmektedir

· Bulantı, kusma, ateş, ishal, kramp şeklinde karın ağrısı, iştahsızlık, letarji

· El yıkama korunma ve bulaşmayı önleme açısından ço könemlidir



PEPTİK ÜLSER

· Midenin ve duodenumun(onikiparmak bağırsağının) mukozasında oluşan çukurlardır

· Kadınlara oranla erkeklerde 4 misli fazla görülmektedir

· Gastrik ülserlere oranla duodenal ülserler 2 ila 3 misli fazla görülmektedir

· Nedenleri

§ Infeksiyonlar: Helicobacter pylori (% 80)

§ Pankreatik kanalın tıkanması

§ Zollinger-Ellison Sendromu



DUODENAL ÜLSERLER

· 20-50 yaşlarında sıktır

· İşyerinde aşırı stres

· Kalıtım (genetik yatkınlık)

· Mide boş olduğunda ağrı oluşur

· Gece ağrı artar



GASTRİK ÜLSERLER

· 50 yaşın üzerinde sıktır

· İşyerinde bedensel hareket gerektirir

· Yemek yedikten sonra ya da mide dolu olduğunda ağrı oluşur

· Genellikle geceleri ağrı olmaz



PEPTİK ÜLSER

Peptik ülserin yol açtığı sorunlar (komplikasyonlar)

· Kanama

· Delinme ve mide içeriğinin peritonite neden olması

· Skar dokusu oluşması sonucunda tıkanma

· Belirti ve bulgular

· Sürekli ve belirli bir noktada yerleşen ağrı

· “Yanma”

· Hafif tatlı, alkali/antiasit yapısındaki besinlerle azalan; sigara, kahve, acı besinlerle artan ağrı

· Kanama olduğunda ciltte solukluk ve zift benzeri dışkılama görülür



PANKREATİT

Sindirim hormonu salgılayan pankreasın iltihaplanmasıdır

Yol açan nedenler :

· Safra taşlarının kanalları tıkaması

· Serum trigliseridlerinin yükselmesi

· Yaralanma (travma)

· Viral, bakteriyel enfeksiyonlar



PANKREATİT

Yol açtığı sorunlar

· Peritonit, psödokist(yalancı kist) oluşumu, kanama, nekroz, ikinci tip diyabet

· Belirti ve bulgular

· Sırta yayılan, epigastrik bölgenin orta kısmında hissedilen ağrı, genellikle yemek yemeyle artar

· Ciltte morumsu renk değişikliği (Grey-Turner Sign)

· Bulantı, kusma, ateş

· Göbek çevresinde(periumblikal) morumsu renk değişikliği (Cullen’s Sign)



KOLESİSTİT(SAFRA KESESİ İLTİHABI)

Genellikle safra taşı sonrası (vakaların % 90) oluşabilir

Yol açabilecek nedenler

· Şişmanlık, ateş, 40 yaş üzeri ve erkek olmak

· Kalıtım, beslenme alışkanlıkları

Belirti ve bulgular

· Ani başlayan, genellikle şiddetli ve kramp tarzında ağrı

· Sağ üst kadranda başlayan ve sağ omuza yayılan ağrı

· Murphy bulgusu: karaciğerin alt kenarına bastırıldığında hassasiyet oluşması

· Bulantı, kusma

· Genellikle yağlı yiyeceklerin yenmesiyle ağrı artar

· Geçmişte de zaman zaman benzeri yakınmaların yaşanmış olması

· Bazen nitrogliserin alındığında ağrı azalır



APANDİSİT (APENDİKSİN İLTİHABI)

· Yaşlı kişilerde, appendiceal arterin aterosklerozu sonucu oluşabilmektedir

· Belirti ve bulgular

· Klasik ağrı : göbek çevresinde başlayan ağrı è kramp tarzında, sağ alt kadrana yerleşir ve yoğunlaşır

· Bulantı, kusma, iştahsızlık

· Hafif ateş

· Hasta genellikle dizlerini bükerek sağ tarafına yan yatar

· Olağan dışı apendiks yerleşimleri farklı belirti ve bulgulara neden olur:

§ Sırt ağrısı

§ Sol alt kadranda ağrı

§ Mesane iltihabı “Sistit”

· Apandisit patladığında : geçici olarak hafifleyen ağrıyı peritonit takip eder



Diğer belirti ve bulgular

McBurney bulgusu: spinal çıkıntı ile göbek arasında (sağ alt kadran) çizilecek hayali çizginin orta noktası mcburney noktasıdır. Buraya bastırıldığında ağrı olması

Aaron bulgusu: sağ alt kadrana bastırıldığında epigastrik ağrı hissedilmesidir

Rovsing bulgusu: sol alt kadrandan sağ alt kadrana doğru bastırıldığında ağrı olması

Psoas bulgusu: Pain when patient:

Hasta sol tarafına yan yattığında ve sağ bacağını uzattığında ağrı olması

Hasta sırt üstü yattığında bacağını büktüğünde ağrı olmasıdır



BAĞIRSAK TIKANMASI/DÜĞÜMLENMESİ

Nedenleri

· Genellikle, geçirilmiş bir batın içi ameliyatı sonrası görülen yapışıklıklar

· Fıtıklar(herniler)

· Tümörler (neoplazmlar)

· Bağırsağın etrafında dönerek düğümlenmesi (volvulus)

· Bağırsağın içiçe geçmesi (intussuception-invaginasyon)

· Bağırsağın tıkaçla tıkanması (impaction)

Patofizyolojisi

· Sıvı, gaz ve/veya hava tıkanan bölgenin yakınında birikir

· Bağırsak şişer, kan akımı engellenir, emilim durur

· Suyun ve elektrolitlerin emilimi engellenince bağırsakta birikir ve vücutta hipovolemi baş gösterir

· Tıkanan kısmın üstündeki bakteriler de gaz oluşturarak kişinin durumunun daha da kötüleşmesine neden olurlar

· Şişlik yukarılara (distension) doğru yayılır

· Doku ölümü (nekroz), delinme (perforasyon) oluşabilir

Belirti ve bulgular

· Aralıklarla, şiddetli, kramp tarzında ağrı

· Karında şişkinlik (distension)

· Hastanın barsak alışkanlıkları öyküsünde dışkılama sıklığında azalma, dışkının sulu olması, dışkının kalem gibi ince olması öyküsü vardır

· Bulantı, kusma

· Bazen kusmukta feçes bulunması



FITIK(HERNİ)

Karındaki organların kasık (inguinal) ya da diyafram (hiatal) kasının zayıf kısmından dışarıya doğru çıkması/çıkıntı oluşturmasıdır

· Genellikle, öksürük, ağır kaldırma, zorlanma gibi karın içi basıncı artıran nedenlerle ortaya çıkar

· Fıtık kendi etrafında döndüğünde, sıkışan bağırsakların iskemisine(beslenememe nedeniyle dokuların ölümüne) neden olabilir

· Belirti ve bulgular

· Karın içi basınç arttığında artan ağrı

· Geçmiş öyküsü(ağır kaldırma, çok fazla öksürük vb)

· Kasık fıtığı (Inguinal herni) kasıkta veya skrotumda kitle olarak ele gelir



Crohn’s Disease

Ağızdan rektuma kadar sindirim sisteminin herhangi bir yerinde(%35-45 incebağırsak; % 40 kalın bağırsak) oluşabilen, nedeni bilinmeyen yangılı bağırsak hastalığıdır

Kalıtsaldır. Beyaz ırkta, yahudilerde ve yoğun stres altında olan kişilerde görülme sıklığı fazladır

Patofizyolojisi

Sindirim sistemi mukozası iltihaplanır

Granulomlar oluşur ve mukozanın alt kısmını istila ederler

Bağırsağın kas tabakası fibrotik, hipertrofik hale gelir

Tıkanma, delinme, kanama olasılığı artar



ÜLSERATİF KOLİT

Nedeni belirlenemeyen yangılı bağırsak hastalığıdır.

Bağırsağın(kolonun) mukoza tabakasında görülen uzun süreli yaralardır (kronik ülserler)

Vakaların %75 inde kalın bağırsağın rektum (proctitis) veya rectosigmoid kısmı da etkilenir

İltihap tüm kalın barsağa yayılabilir (pancolitis)

Belirti ve bulguların şiddeti yayıldığı miktarla orantılıdır

Klasik belirti ve bulguları

§ Kramp tarzında karın ağrısı

§ Bulantı ve kusma

§ Kanlı ishal veya mukuslu dışkı

· İskemik harabiyet sonucu delinme görülebilir



DİVERTİKÜLİT

Divertikül,

· Kalın barsak duvarında oluşan keseciklerdir

· Yaşlılarda, yetersiz lif içeren beslenme alışkanlığı sonucu, asemptomatik olarak(bulgu vermeden) ortaya çıkar

· Divertikülün içine biriken feçes iltihaplanır ve genellikle de kanamayla patlar; dışkı açık kırmızı renkli kan içerir

· Yırtılma (rüptür) peritonite ve sepsise neden olur

· Belirti ve bulgular

· Genellikle sol tarafta ağrı sol alt kadranda yerleşmiştir

· Bir kabızlık bir ishal oluşabilir

· Dışkıda taze kanamayı gösteren açık kırmızı renkli kan vardır



HEMOROİD(BASUR MEMESİ)

Anüs ve rektumdaki küçük toplardamarların kitle (ele gelecek şekilde meme) oluşturmasıdır

En çok 30-40 yaş arasında oluşurken, 50 yaşın üzerinde çok yaygınlaşır

Nedeni bilinemiyor, ancak hamilelik ve portal hipertansiyon oluşmasında etkilidir

Dışkılama esnasında ağrıya ve kanamaya neden olur

İltihaplanabilir



PERİTONİT

Karın boşluğunu çevreleyen periton zarının iltihabıdır

Belirti ve bulguları

Karın bölgesinde yaygın ağrı ve hassasiyet

Karında sertlik (rijidite)

Bulantı, kusma

Bağırsak sesleri duyulmaz

Hasta ağrı oluşacağı korkusuyla hareket etmekten kaçınır

Başa Dön

KANAMALI KARIN ACİLLERİ

GASTROİNTESTİNAL KANAMA/ INTRAABDOMİNAL KANAMA



ÖZEFAGEAL VARİSLER

· Yemek borusu duvarındaki toplardamarlarda oluşan genişlemeler/torbalanmalardır

· Karaciğer sirozunda ve alkoliklerde sık rastlanır

· Hepatik portal vendeki (karaciğerin girişindeki) tıkanma sonucu kan özefageal vene dolarak genişlemesine ve incelmesine neden olur.

· Portal hipertansiyon : karaciğer dokusundaki harabiyet nedeniyle kan akımı yavaşlar; kan, portal dolaşıma geri döner bu ise basıncın artmasına neden olur. Portal dolaşımdaki damarlar şişer ve portal hipertansiyon oluşur.

· Belirti ve bulgular

§ Ağızdan kanama (hematemez), genellikle taze kanama olduğunda açık renkli olur

§ Bulantı, kusma

§ Hipovolemi bulguları

§ Melena (pek sık rastlanmaz)



PEPTİK ÜLSER

Kan damarlarında yıpranma sonucunda yara(ülser) oluşmasıdır

Aşırı mide kanaması (hematemez)

Melena (dışkıda sindirilmiş kan, dışkı zift gibi siyaha yakın renkte ve parlaktır)



ABDOMİNAL AORTA ANEVRİZMASI

· Anevrizma, aorta duvarındaki zayıf bir noktada damarın genişlemesi sonucu oluşur; özellikle yaşlı ve hipertansiyonu, aterosklerozu olan kişilerde daha sık görülür. Gençlerde genellikle yaralanmalara bağlı olarak ortaya çıkar.

· Genellikle, atardamarın ikiye ayrıldığı kısmın hemen üstünde oluşur ve ilyak arterlerin birini ya da ikisini birden içine alabilir

· Yırtıldığında (rüptür) oluştuğunda belirti ve bulguları

· Alt kadranlardan birinde tek taraflı ağrı; belde veya bacakta ağrı

· Ağrı, hasta tarafından yırtılma veya parçalanma şeklinde tanımlanır

· Genellikle göbek çukurunun üst kısmında atımlı kitle ele gelir

· Ayak ve bacaklardaki nabızlar gittikçe kaybolur

· Nedeni açıklanamayan kendinden geçme (senkop)

· Kısa sürede hipovolemik şok bulguları görülür



DIŞ (EKTOPİK) GEBELİK

Rahim (uterus boşluğu) dışında oluşan hamileliktir

· En sık rastlanan fallop tüplerinde(yumurtalık kanalı) oluşan dış gebeliktir. Gebelik ürünü büyüdüğünde kanalın duvarlarını yırtarak kanamaya neden olur

· Pelvik (kalça kemiği içinde yer alan) boşluğa kan göllenir

· Çocuk doğurma yaşındaki (puberteden menopoza kadar, 12-50 yaş arası) kadınlarda Karın ağrısı veya nedeni açıklanamayan şok varsa

· Hemen son adet tarihi sorulmalıdır, iki haftadan fazla gecikme olması dış gebeliği akla getirmelidir

· Bunu sormak için illaki evli olma koşulu aranmamalıdır, evli olmayan da hamile kalabilir!!!

AKLINIZDA BULUNSUN!
DIŞ GEBELİK, HER ZAMAN ADETTE GECİKMEYE NEDEN OLMAZ


Başa Dön
AKUT BATINDA HASTAYI DEĞERLENDİRİRKEN

ÖYKÜ ALMAK AMACIYLA HASTAYA SORMANIZ GEREKEN SORULAR:

Ağrın nerede ?

Mümkünse hasta tek parmağı ile göstersin

Nasıl bir ağrın var ? (kendisi tanımlasın, siz anlaması için bir iki örnek verin “mesela karıncalanır gibi mi, sürekli mi yoksa ara ara olan bir ağrı mı” vb)

² Sürekli bir ağrı ise è İltihabi bir sorun olabilir

² Kramp (aniden gelen) bir ağrı ise è Tıkanma sorun olabilir

Ağrı ne zaman başladı ?

² Aniden/birdenbire başlamışsa è Delinme veya damar yırtılması olabilir

² Gittikçe artan bir ağrı ise è Peritonit, boşluklu organda gerilme olabilir

· Ağrı herhangi bir yere vuruyor mu ?

² Safra kesesi è Sağ köprücük kemiğinin alt ucuna

² Pankreas è Sırtta boylu boyunca

² Böbrek/üreterè Böğürden(karnın yan tarafından) kasığa doğru

² Kalp è Epigastrium, boyun/çene, omuzlar, üst kol

² Dalak è Sol köprücük kemiği(skapula), omuzlar

² Abdominal aorta anevrizması rüptürüè belin alt kısmından tek veya iki bacağa yayılım

· Ağrın ne zamandan beri var ?

² 6 saatten fazla ise è ameliyat olasılığı yüksek olan bir sorun olabilir

· Bulantı, kusma ?

² Ne kadar kustun, ne zaman, kaç kere ? (Hipovolemi olasılığını sapta)

² Kusmuğun içinde kan, kahve telvesi görünümü var mıydı ?

· GIS deki herhangi bir kanama bizim için acil durumdur

· İdrar yapma alışkanlığında, idrarda değişiklik var mı?

· Sıklığında

· Miktarında

· Renginde

· Kokusunda

² İdrar yaparken acı, yangı var mı?

· Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik var mı ?

² Kabızlık? ishal ? Rengi? Kokusu ?

· Dışkıda açık kırmızı renkli kan è Sindirime uğramamış taze kanama

· Melena è Siyah zift gibi parlak, kötü kokulu dışkı; sindirilmiş kanamanın belirtisidir, kanama çıkıştan uzaktadır sindirime uğrayacak kadar vakit geçmiştir

· Koyu renkli dışkı è Demir ya da bizmut içeren birşeyler yenmiş olabilir; özellikle koyu renkli dışkılamada demir hapı kullanıp kullanmadığı sorulmalıdır. Kişi anemi tedavisinde olabilir. Kanama?

· Adetiniz hangi tarihlerde geçti mi? Kaç gün geçti?

· Herhangi bir kanamanız oldu mu?

· Kadınlarda alt karın ağrısı è Kadın hastalıklarını düşündürmelidir

· Doğurma çağındaki kadınlarda alt karın ağrısı è Dış gebeliği düşündürmelidir



BAŞTAN AYAĞA DEĞERLENDİRME

· Hastanın duruşu ve genel görünümü nasıl?

² Sessiz ve hareket etmekten kaçınıyorsa (dizlerini karnına doğru çekmişse) è Peritonit, iltihabi bir durum olabilir

² Yerinde duramıyorsa èTıkanma/Obstrüksiyon

· Karnın görüntüsü ?

² Şişkin/gergin/distansiyonu var

² Renk değişikliği var (mor, kırmızımsı, soluk vs)

² Sıvı toplanmış (sirozda asit birikimi gibi)

· Yaşamsal bulgular ?

² Taşikardi è Sıvı kaybında kan basıncı da düşmüşse önemli bir bulgudur(hipovolemik şok?)

Hızlı ve yüzeysel solunum è Peritonit

· Bağırsak sesleri?

² Elle muayene etmeden önce ve sessiz bir ortamda, soğuk olmayan steteskopla dinleyin

² Dört kadranın her birinden bir dakika boyunca dinleyin

· Ses duyulmuyorsa Absent sounds = possible peritonitis, shock

· Elle muayene (Palpasyon)

² Eliniz sıcak olsun!

² Dört kadranın her birini değerlendirin

² Ağrı olan yeri en sona bırakın

² Hastane öncesi ortamda asla rebound hassasiyetini değerlendirmeye kalkışmayın!!!

² Karındaki TÜM hassasiyetler önemlidir !!!



ACİL BAKIM

· Geridönüşsüz maske ile hastanın durumuna uygun miktarda oksijen başlayın

· Damar yolu açıp RL veya SF başlayın

· PAŞG (Karın içi kanamalarda uygun olduğu gösterilmiştir, ancak ülkemizde halen uygulaması???)

· Hastanın ısı kaybetmesini / üşümesini engelleyecek şekilde hastanın üzerini örtün

· Yaşamsal bulguları sık aralıklarla takip edin ve yazın

· EKG yi değerlendirin

² 30 yaşın üzerindeki hastalarda, MI ağrısının karna yansıdığı varsayımını gözden kaçırmamak için EKG değerlendirilmelidir

· Ağrı kesici kullanımı halen tartışmalı olduğundan tıbbi danışma merkezindeki doktora danışmanız gerekir

· Demerol tercih edilen narkotik analjeziktir/ağrı kesicidir


Karın ağrısı insan hayatında sıklıkla karşılaşılan çoğu zaman kendiliğinden geçen ve tedavi gerektirmeyen bir durumdur. Karın ağrısının sebebi fazla gıda alımı, uygunsuz beslenme, basit enfeksiyonlar olabileceği gibi, ciddi hastalıklar da olabilir.
Karnın değişik bölgelerinin ağrıları o bölgeye has organların hastalıklarından kaynaklanabilir. Mide bağırsak bozuklukları, böbrek hastalıkları, kadın ve erkek üreme organlarının hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları, kadınlarda adet sancıları, bazı kan hastalıkları, kurşun vb madde zehirlenmeleri ve zona gibi hastalıklar karın ağrısına sebep olabilir. Karın bölgesi dışında akciğer ve akciğer zarı iltihapları, kalp krizi, kaburga kırıkları ve testis gibi karın dışındaki organların hastalıkları da karında ağrı hissedilmesine neden olabilir.

YERLEŞİM BÖLGELERİNE GÖRE KRONİK KARIN AĞRILARI

Karın içindeki hasta organ genellikle bulunduğu karın bölgesinde ağrı oluşturur ancak bazen organın bulunduğu bölge dışında karnın farklı bölgelerinde de ağrı hissedilebilir. Bu tür ağrı yansıyan ağrı olarak adlandırılır. Karın ağrısında ağrının lokalizasyonu için karın duvarı topoğrafik bölgelere ayrılır;




Üst karın bölgesinde (epigastrium bölgesi) ağrıya sebep olan hastalıklar;

-Peptik ülser: Toplumun yaklaşık olarak %10 unda görülen bir hastalıktır. Ülser midede ise ağrı genellikle yemekten kısa süre sonra başlar. Ülser onikiparmak barsağında (duedonum) ise ağrılar yemekten 2-3 saat sonra veya uzun süren açlık sonrasında başlar, gece uykudan uyandırır, sırta vurabilir, antiasit almakla ve yemek yemekle geçer. Her iki ülser tipinde de açlık ağrıyı şiddetlendirebilir. Bulantı ve kusma ağrıya eşlik edebilir.
-Gastritler: Gastritlerde genellikle yemek sonrasında artan hafif veya orta şiddette ağrı bulunur. Bulantı, şişkinlik hissi ve geğirme eşlik edebilir. Ağrı antiasit almakla hafifler.
-Mide kanseri: Ne yazık ki mide kanserleri çoğunlukla ileri derece büyüyene kadar bir belirti vermezler. Peptik ülserden farklı olarak mide kanserinde ağrı genellikle yemekle ilgisizdir ve devamlı karakterdedir, ancak bazen erken dönemdeki vakalarda ağrı mide ülserini taklit edebilir. İştahsızlık ve kilo kaybı belirgindir. Tümör mide çıkışını tıkadığında kusma görülür.
-Safra kesesi ve yolları hastalıkları: Safra kesesi enfeksiyonuna (kolesistit) bağlı olarak üst orta karın bölgesinde sürekli ağrı yada taşın safra yollarından geçişi sırasında kramp tarzında aralıklı ağrılar görülebilir.
-Mezenter iskemi: Barsağı besleyen damarların tıkanması ya da daralması
ile barsağa giden kan akımının azalması sonucu ortaya çıkan ağrılardır. Yemeklerden 30-45dk sonra ortaya çıkıp 1.5-2 saat kadar sürer ve daha sonra kaybolur. Ağrı künt karakterdedir. Bu nedenle hastalar aç kalarak ağrıyı önlemeye çalışırlar ve kilo kaybederler.
-Kronik pankreatit: Ağrı genellikle yemeklerden sonra oluşur, kuşak biçiminde sırta ve bele yayılır. Hastalar ağrı oluşmaması için yemek yemekten kaçınırlar. Bu hastalarda ayrıca pankreasın fonksiyonunu kaybetmesi nedeniyle oluşan sindirim bozukluğuna bağlı olarak yağlı ishal, kilo kaybı, protein, yağ, vitamin eksikliklerine bağlı bulgular, insüline ihtiyaç gösteren şeker hastalığı (diabet) ve safra yollarının tıkanıklığına bağlı sarılık görülebilir.
-Pankreas kanserleri: Pankreas başı kanserinde devamlı ve şiddeti gittikçe artan karakterde, üst orta karın ve bazen göbek çevresinde veya sol üst kadranda hissedilen bir ağrı mevcuttur. Ağrının yemekle ilgisi yoktur ve ara vermeden artarak devam eder. Pankreas kanserleri kuyruğa doğru yer değiştirdikçe ağrının sırta vurma özelliği de belirginleşir. İştahsızlık ve kilo kaybı belirgindir.

Sağ üst kadran ağrısına sebep olan hastalıklar;

-Safra kesesi ve yolları hastalıkları: Safra kesesi enfeksiyonuna (kolesistit) bağlı olarak sürekli ağrı yada taşın safra yollarından geçişi sırasında kramp tarzında aralıklı ağrılar görülebilir. Üşüme, titreme, ateş ve sarılık eşlik edebilir. Ağrı sırta, sağ kürek kemiği bölgesine ve sağ omuza yayılabilir.
-Karaciğer nedenli ağrılar: Karaciğer yağlanması, sağ kalp yetmezliği, karaciğerin primer ve metastatik tümörleri, karaciğer apseleri ve kistleri bu bölgede bazen sırta ve omuza vuran ağrıya neden olabilir. .
-Kalın barsak (sağ kolon) tümörlerine bağlı ağrılar: Bu bölgenin tümörleri naditren ağrı yaparlar, daha çok ademir eksikliği anemisi (kansızlık) ile ortaya çıkarlar
- Kalın barsağın sağ taraf kıvrımına bağlı ağrılar: Bazı insanlarda kalın barsağın (kolon) sağ taraftaki kıvrımı karaciğer ile diafram arasına girerek bu bölgede omuza ve göğüse vurabilen ağrılar oluşturabilir.

Sağ alt kadran ağrısına sebep olan hastalıklar;

-İnflamatuar bağırsak hastalıkları (Crohn ve ülseratif kolit)
-Kalın bağırsağın bakteriyel ve paraziter enfeksiyonları (Tüberküloz, amip)
-Çekum (kör bağırsak) tümörleri ve iltihapları

Sol üst kadran ağrısına sebep olan hastalıklar;

-Pankreas kanserleri: Pankreasın kuyruk bölümünde yerleşmiş olan tümörlerde bu bölgede devamlı ve şiddeti gittikçe artan karakterde sırta vurabilen ağrı oluşur. İştahsızlık ve kilo kaybı belirgindir.
-Kronik pankreatit: Ağrı kuşak biçiminde sırta ve bele yayılır, yemeklerden sonra oluşur ve bazı hastalar ağrı oluşmaması için yemek yemekten kaçınırlar. Bu hastalarda ayrıca pankreasın fonksiyonunu kaybetmesine bağlı olarak kilo kaybı, protein, yağ, vitamin eksikliklerine bağlı bulgular, yağlı ishaller, genellikle insüline ihtiyaç gösteren diabet tabloları, safra yollarının tıkanıklığına bağlı sarılık oluşabilmektedir.
-Kalın barsağın sol taraf kıvrımına bağlı ağrılar: Bazı insanlarda kalın barsağın (kolon) sol taraftaki kıvrımı uzun ve geniş olabilir ve gaz ile dolduğunda bu bölgede omuza ve göğüse vurabilen ağrılar oluşturabilir.

Sol alt kadran ağrısına sebep olan hastalıklar;

-İnflamatuar bağırsak hastalıklarından ülseratif kolit bu bölgede ağrı oluşturabilir. Genellikle kanlı ishal ağrıya eşlik eder.
-Kalın bağırsak divertiküllerinin iltihabı: Divertiküller kalın bağırsakta görülen kesecikleşmelerdir. Divertikülün iltihaplanması sonucu ağrı, ateş, makattan kan gelmesi ve ishal görülebilir.
-Kalın bağırsak tümörleri: Kalın barsak kanserlerinde nadiren ağrı duyulur. Kalın barsağın bu kısmında yerleşen tümörlerin yol açtığı en önemli bulgular dışkı şeklinin ve biçiminin değişmesi, makattan kanama ve dışkılama alışkanlığında değişiklik görülmesidir.

Göbek altı- alt karın bölgesinde (hipogastrium bölgesi) ağrıya sebep olan hastalıklar

-Kadın genital sistemi hastalıkları
-Mesane retansiyonu: Mesanenin çıkış yolundaki darlıklara ve bazen de nörolojik hastalıklara bağlı olarak boşalamayıp, mesane duvarının gerilmesi sonucunda oluşan şiddetli ağrılardır.
-Sistit: idrar yollarının iltihaplanması sonucu ağrı, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma ve ateş ile karakterize bir tablodur. Kadınlarda idrar kanlı gelebilir.
AKUT KARIN AĞRILARI

Ani başlayan, şiddetli karın ağrısı, bulantı kusma, gaz ve dışkı çıkaramama, ateş gibi ek yakınmalarla birlikte olan tablo akut karın olarak adlabdırılır.
Akut karına neden olan karın içi organ hastalıkları;

Akut apandisit: Bulantı, iştahsızlık, şiddeti değişken göbek çevresi ağrısıyla başlar. Bu ağrı 6-8 saat sonra sağ alt kadrana geçebilir ve periton irritasyon bulguları gelişebilir. Ateşin ve lökositozun varlığı perforasyon (barsağın delinmesi) ya da apse gelişiminin habercisi olabilir. Akut apandisitin tedavisi cerrahidir.
Akut kolesistit: Safra kesesinin iltihabına verilen isimdir. Akut kolesistitte sağ üst kadranda lokalize ve sağ kürek kemiğine yayılan inatçı bir ağrı bulunur. Bulantı kusma ve hafif ateş eşlik eder. Sağ üst kadranda hassasiyet vardır.
Akut pankreatit: alkol ve safra kesesi taşına bağlı olarak pankreas enzimlerinin ve safranın pankreas kanallarında aktive olması sonucu ortaya çıkan ağrılı bir akut karın olayıdır. Ağrı epigastriumda ortaya çıkar ve şiddeti hızla artar. Kuşak tarzında azalmadan uzun süre devam edip sırta ve sol kürek kemiği bölgesine yayılır. Ateş, iştahsızlık, bulantı ve kusma tipiktir.
Duedonum (onikiparmak barsağı) ülseri perforasyonu: Epigastriumda hissedilen ağrı ani,keskin ve şiddetlidir. Ağrı daha sonra karın duvarı zarının iltihaplanmasına bağlı olarak sağ yandan tüm karına yayılır. Fizik muayenede tahta gibi sert bir karın saptanması son derece karakteristiktir.
İnce bağırsak tıkanması: Ani,keskin ve şiddetli epigastrium ağrısı ön plandadır. Bunun hemen ardından bulantı kusma başlar.
Akut divertikülit: Başlangıçta hipogastriumda ağrı,iştahsızlık,bulantı ve kusma görülür. Daha sonra ağrı sol alt kadrana yerleşir.
Akut mezenter iskemisi: Bağırsakları besleyen damarların gerektiğinden az kanlanması sonucu epigastrium bölgesinde kramp şeklinde başlayan ağrıyla karakterizedir.



HANGİ DURUMLARDA DOKTORA BAŞVURULMALI?
Karın ağrısı sorunu olan kişilerin aşağıdaki durumlarda kesinlikle doktora başvurması gerekir;
- Ani başlayan veya giderek artan şiddette, tekrarlayıcı veya devamlı karakterde ağrılar
- Ağrı ile nefesin kesilmesi, baygınlık hissi, kanama, kusma ve yüksek ateş olması
- Ağrının göğse, boyuna, sırta ve omuza yayılması
- Dışkıda kan görülmesi
- Karındaki ağrılı bölgeye dokunmayla hassasiyet ve ağrı hissedilmesi
- Karında gerginlik ve şişme olması, gaz ve dışkı çıkarmada güçlük
DOKTORUNUZA DANIŞMADAN AĞRI KESİCİ ALMAYIN!
Karın ağrısı olan bir hastanın doktor tavsiyesi dışında ağrı kesici alması son derece sakıncalıdır !!! Özellikle akut karın hallerinde ağrı kesici alınması hastalığın teşhisini güçleştirebilir, doktora gidilmesini geciktirerek ölümcül sonuçlara yol açabilir.

KARIN AĞRISI

Karın ağrısı göğüs kafesi altı ile kasıklar arasındaki karın boşluğu içindeyeralan sindirim sistemi organları (mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, pankreas), böbrek ve idrar yolları ile üretim organları hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazen, akciğer, kalp gibi karın dışı organlara ait hastalıkların seyrinde de görülebilir.
Karın ağrıları sıklıkla sindirim sistemi organlarının basit rahatsızlıklarının bir belirtisi olmasına rağmen ciddi ve acil ameliyat gerektiren bir hastalığın belirtisi de olabilirler.

Hangi tip Karın ağrıları acil müdahaleyi gerektirir?
Karın ağrısı özellikle yeni ve şiddetli ise, bulantı, kusma, ateş, karında şişkinlik, sertlik, basınca hassasiyet, gaz çıkaramama, yeni gelişmiş kabızlık gibi şikâyetlerden bir ikisi eşlik ediyorsa ağrı kesici ilaçlar alıp zaman kaybetmemeli, mutlak bir hekime müracaat etmelidir, çünkü bu tip karın ağrıları acil ameliyatı gerektiren ve ameliyat olunmadığı takdirde hayatı tehdit edebilen durumların belirtisi olabilir. Bunlara örnekler verecek olursak;
Karın ağrısı, mide bölgesinde başlayıp saatler içinde sağ kasığa yerleşiyorsa, bulantı, kusma varsa “akut apandisit”, söz konusu olabilir.
Ağrının şiddeti azalıp çoğalıyor, bulantı kusma eşlik ediyor, hasta gaz çıkaramıyor, karnı şişiyor ve kabızlık geliştiyse “bağırsak tıkanması” olabilir, bu durumda kesinlikle müshil kullanılmamalıdır.
Mide ya da oniki parmak bağırsağı ülseri olan bir hastada birdenbire mide bölgesinde bıçak saplanır gibi bir ağrı başlar ve şiddeti azalmadan devam ederse karın sertleşirse “ülser delinmesi” düşünülmelidir.
Âdet günü geçmiş kadın bir hastada özellikle karnın alt bölgelerinde şiddetli karın ağrısı gelişir, tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı halsizlik, baş dönmesi, çarpıntı şikâyetleri gelişirse “dış gebelik” ve buna bağlı yumurtalık tüpünde yırtılma, karın boşluğu içine kanama akla gelmelidir.
Sağ kaburga altında başlayan, sağ omuza ve sırta yayılan karın ağrısı bulantı ve kusma ile birlikte ise, bazen bu şikâyetlere idrar renginin hafif koyulaşması, bazen de ateş eşlik ediyorsa acil bir “safra kesesi iltihabı” düşünülmelidir.
Kamın üst kısmında başlayan ağrı, ağıza ekşi su gelmesi ile birlikte ise fazla ve karışık yemek yemeğe bağlı olarak ortaya çıkmış olabileceği gibi aynı bölgedeki ağrı göğüse doğru da yayılıyor, bulantı, kusma eşlik ediyorsa o zaman sindirim sistemi hastalıklarından çok “kalp krizi” düşünülmelidir.
İlk ke’z ortaya çıkan karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal ile birlikte ise “akut gastroenterit” söz konusudur (bak. akut gastrit ve gast-roenterit) ki bu durumda çoğu kez acil müdahale gerekmeyebilir.

Tekrarlayan karın ağrılarında neler düşünmek gerekir?
Aylar ya da yıllar süresince tekrarlayan karın ağrılarında, karın ağrısına eşlik eden diğer belirtiler hastalığın tanısını koymada yardımcı olabilirse de bazen karın ağrısının nedenini bulmak uzun araştırmaları ve birçok tetkiki gerekli kılabilir.
‘ Tekrarlayan tipteki karın ağrılarına birkaç örnek verecek olur isek; ağrı karnın üst tarafındaysa, öne eğilince göğüste yanma, ağıza ekşi, acı su gelmesi mevcutsa “mide fıtığı ve yemek borusu İltihabı”, ağrı göbeğin üstünde yer alıyor, yemek yemekle hafifliyorsa “on iki parmak bağırsağı ülseri”, yemek yemekle artıyorsa “mide ülseri” ya da yemekle artan aynı bölgedeki ağrıya zayıflama, iştahsızlık gibi şikâyetlerde eşlik ediyorsa “mide kanseri”, yemeklerdena sonra artan karın ağrısına şişkinlik, hazımsızlık şikâyetleri ilave oluyorsa belki “gastrit” düşünülebilir.
Göbek çevresindeki ağrılar daha çok ince bağırsak hastalıklarını düşündürür iken göbek altında orta bölgedeki ağrılar ise kalın bağırsak hastalıklarını akla getirmelidir.
Kadın hastalarda kasıklarda görülen ağrılara kötü kokulu vaginal akıntı da eşlik ediyorsa sindirim sistemi hastalıklarından çok “yumurtalık iltihabı” düşünülmelidir.
Sağ kaburga altındaki ağrılarla hazımsızlık, şişkinlik şikâyetleri daha çok “safra kesesi hastalıklarrnı akla getirirken, sol kaburga altındaki ağrılar bu bölgede kalın bağırsaklar içinde “gaz sıkışması”na ait olabilir.
Tekrarlayan karın ağrıları öksürmek, ıkınmakla kasıklarda beliren şişlikle birlikte ise “kasık fıtığı” var demektir.
Karın ağrısına göre sindirim sisteminin tüm hastalıklarının teşhisi her zaman bu kadar kolay olmamaktadır. Burada sadece çok sık rastlanan ve teşhisi daha kolayca olabilen hastalıklardan örnekler verilmiştir.
.
Başlıca karın içi organların hastalıklarına ait ağrıları hissedildikleri bölgeler:
1- Mide, oniki parmak bağırsağı ülseri,
2- ince bağıi-jn hastalıkları, akut gastroenterit,
3- Kalın bağırsak hastalıkları,
4- safra kesesi, karaciğer hastalıkları,
5- Yemek borusu hastalıkları,
6- Pankreas hastalıkları,
7- Dalak büyümesi, kalın bağırsaklarda gaz sıkışması,
8-Apandisit,
9- Yumurtalık hastalıkları,
10- Böbrek ve idrar yolları hastalıkları.


KAYNAKLAR:

Bledsoe B.E., Porter R.S., Shade B.R.; Brady Paramedic Emergency Care, 2nd 1994, Prentince Hall.
Caroline, N.L. Emergency Care in the Streets, 5 th Ed. U.S.A. 1995.

Amerikan Ortopedik Cerrahlar Akademisi, “Hasta ve Yaralıların Acil Bakımı ve Nakledilmesi “, 4. Baskı, 1991 Nassetti Limited, İstanbul. (1987, AAOS, USA)
Sheehy S. B. , Mosby’s Manual of Emergency Care, 3rd Ed., 1990.

de Gruyter, Pschyrembel Klinisches Wörterbuch, 256. Auflage, New York 1990.

Marrieb, N. Elaine. Human Anatomy and Physiology. California, U.S.A. 1989.
http://www.templejc.edu/dept/ems/Pages/PowerPoint.html, Mayıs 2005.
Share:
Kayısı Kalp Krizini önlüyor

Kanseri önleme özelliği olan kayısının, yapılan deneyler sonucu kalbi koruyucu etkilerinin de olduğu ve kalp krizi riskini önemli ölçüde azalttığı belirlendi.

İnönü Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, fareler üzerinde yapmış olduğu deneyler sonucunda kayısının kalbi koruyucu özelliği olduğunu ve kalp krizi riskini en aza indirdiğinin saptandığını belirtti.

Kayısının aynı zamanda ritim bozukluklarına da iyi geldiğini anlatan Özdemir şu bilgileri verdi: “Kayısı yemeyenlerde kriz riski fazlayken, yiyenlerin bu riski çok daha az taşıdığı görüldü.



Kayısının içerdiği bazı önemli elementler var. Özellikle meyvede bulunan potasyum içeriği çok fazla. Kayısının şeker miktarı gerçekten çok güzel bir düzeyde.

Antioksidan içeren kayısı, damar tıkandığı zaman oluşan hipopsiyi (beslenme bozukluğu) en aza indirecek özelliğe sahip. Günde 3-5 adet yenmeli.”
Share:
Share:

Mide İle ilgili Soru ve Cevaplar




Midenin üst kısmı yemek yendiğinde şişiyor ve gıda hemen aşağı mideye inmiyor; peki bu durumda ne hissedilir?

Midenin üst kısmı alınan gıda ile dolduğunda sanki tüm mide dolmuş gibi doygunluk hissi oluşur. Bu durumda sırtta iki kürek kemiği arasında ağrı, nefes almada sıkıntı ve yutkunmada zorluk hissedilir. Bu sıkıntılı durum gıdalar aşağı mideye geçtikçe azalır. Eğer daha fazla yemek yemeğe kalkılırsa kusma kaçınılmazdır. Bu istenmeyen halin görülmemesi için doygunluk hissedildiğinde sofradan kalkmak gerekir.

Reflü hastalığının tedavisi nasıl olur?

Mide asidinin yukarıya, yemek borusuna kaçması sonucu gelişen yakınmalarda (reflü) akşamları yatmaya yakın yemek yememek, kilo vermek, yatağı yükseltmek gibi genel önlemlerin yanı sıra asit azaltıcı ilaçlarla tedavi uygulanır. Ancak uygulanacak tedavinin şekli ve süresi önemlidir. Son zamanlarda reflü hastalığının adeta bir moda halini alarak yazılı ve görsel basında ortaya çıkmasından sonra bu durumun tedavisi yönünde gereksiz birçok yöntem önerilmeye başlandı. Özelikle de cerrahi girişim önerilerinde bir patlama yaşanıyor. Bu konuda yapılan yanlışlıklardan kaçınabilmek için mutlaka bir Gastroenteroloji Uzmanının görüşüne başvurulmalıdır. Yapılan tedavilerin sonuçlarına göre tedavi yöntemleri de şekillendirilecektir

8 yıldır reflü var. İlaçlar oldukça iyi geliyor ancak son zamanlarda midemin üst kısmında acı ve şişkinlik var. Reflü fıtığa dönüşür mü? Fıtığın son çaresi ameliyat mı?

Reflü mide asidinin yukarıya, yemek borusuna kaçmasına verilen isimdir. Yemek borusunun altındaki kapakçıkta gevşeklik olması ya da mide fıtığının varlığı bu duruma yol açar. Yani reflü fıtığa dönüşmez. Fıtık ya da gevşeklik hallerinde reflü ortaya çıkar. İlaçlardan yarar görüyor iseniz ameliyat olmanıza gerek yoktur. Gereksiz cerrahi girişim ve tedavilerden sakınmak için mutlaka bir Gastroenterolog takibinde olmalısınız.

Sık sık midem ağrıyor. Bazen midem ağrıyor, karnım ağrıyor, bilemiyorum. Mide ilacı kullanınca ağrı kesiliyor. Üşütünce sık sık oluyor. Bu ne olabilir? Ne yapmalıyım?

Mide ve karın ağrıları sıklıkla birbirine karışır; ancak mide ilacı kullanmakla yakınmalarınız geçtiğine göre ana sorun bu organınızdadır. Bunun yanında şişkinlik yakınması bağırsakları düşündürüyor. Yakınmalarınız nedeni ile bir Gastroenteroloji Uzmanına başvurmalısınız.


Bende Helicobacter pylori pozitif çıktı. Uzun bir süre ilaç kullandım, yok oldu ama bu ara yeniledi. Acaba bu bakteri kansere sebebiyet veriyor mu? Ne yapmalıyım? İlaç kullandığım zaman iyiyim ama bırakır bırakmaz şikayetlerim başlıyor. Yardımcı olursanız çok sevinirim.

Midede bulunan bu mikrobun niçin yok edilmesine çalışıldığını yazmamışınız. Bu mikroorganizmayı yok etmek için 3 ilacın bir arada kullanıldığı (10 - 14 gün süren) tedaviler uygulanıyor ve %80-90 oranında mikrop yok edilebiliyor. Ancak bu mikroorganizma midenizde olsa bile mutlaka yok etmek gerekli olmayabilir. Üstelik uzun süreli değil en çok 2 haftalık tedavi uygulanmalıdır. Bazı özel durumlarda bu mikrobun yok edilmesi gerekir. Bu konu ile bağlantılı olarak “İlgili başlıklar” bölümünde yazdığım “Helicobacter pylori” başlıklı yazımı okursanız ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Bu mikrop varlığında mide kanseri gelişme riski yüz bin kişide sadece altıdır, yani çok azdır. İlaçlardan yarar gördüğünüze göre yakınmalarınızın bu mikroba bağlı olduğunu sanmıyorum. Bu nedenle bir Gastroenteroloji Uzmanına danışmalısınız.

Mide ağrısı ve karında şişliğin nedenleri
Mide ağrısı, hazımsızlık ve sonucunda karında meydana gelen şişlik dengesiz ve düzensiz beslenme sonucu meydana gelen bir rahatsızlıktır. Ayrıca mide ağrısı ve karında şişliğin bir sindirim sistemi hastalığının da işareti olabileceği unutulmamalıdır.

Hazımsızlığın belirtilerini şöyle sıralanabilir:
- Midede dolgunluk hissi,
- Midede ağrı ve yanma,
- Karında şişlik, geğirme ve gaz çıkarma,
- Kabızlık,
- Nadir durumlarda ishal.

Hazımsızlığın birinci sebebi, yiyeceklerin ağızda iyi çiğnenmemesidir. Bir münakaşa ve ruhi gerginlik sırasında yenen yemeklerde, bolca hava yutulmakta; yiyecekler acele ile iyice parçalanmadan yenmekte, en önemlisi sinir sisteminin dengesi bozulduğundan ifrazat bezleri yeterince çalışmamaktadır.

Bu gibi durumlarda ağzınıza aldığınız lokmayı iyice çiğnemeden yutmayınız. Hazımsızlığın bir diğer sebebi, bol yağlı ve nişastalı (hamur işi) yemeklerle beslenmedir. Bunlar hazmı zor yiyecekler olup, mide ve bağırsaklarda fazla beklemektedirler.

Kabızlığın sebebi de bunların bağırsaklarda fazla beklemesidir. “Barsak tembelliği” dediğimiz hastalığın ortaya çıkış sebebi de yine hazmı zor yiyeceklerle beslenmedir.

Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında aşağıdaki uyarıları dikkat alın:
- Yağlı ve unlu yemekleri tıka basa yemeyiniz.
- Sofranızda mutlaka sebze yemeği ve yeşillik bulundurunuz.
- Yemek sonunda mümkün mertebe unlu tatlılar yerine taze meyve yiyin.
- Salata ile yenen etli ve hamur işi yemeklerin hazmı daha kolay olduğundan, bilhassa akşam yemeklerinde salata bulundurunuz.

Organik hastalıklara bağlı hazımsızlık

- Yemeklerden hemen sonra veya bir saat içinde ortaya çıkan hazımsızlık belirtileri, safra kesesi yetmezliği, gastrit, mide ülseri ve kanseri gibi hastalıkların işareti olabilir.

- Yemeklerden birkaç saat sonra gelişen rahatsızlıklar on iki parmak bağırsağı ülserini ve pankreas yetmezliğini düşündürür.



- Geceleri ortaya çıkan hazım şikayetlerinde ve arka üstü yatıldığı zaman kendisini gösteren mide ağrılarında ise pankreas kanseri veya mide fıtığı şüphesini kuvvetlendirir.

- Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği (üremi), akciğer veremi ve her türlü kanser vakalarında da hazımsızlık şikayetleri görülebilir.

- Hazımsızlıktan şikayet eden kimse, beslenmesine dikkat ettiği halde rahatsızlıkları devam ediyor ise; mutlaka bir doktora muayene olmalı, gerekirse teşhis için film çektirmeli ve testler yaptırmalıdır.

Yemeklerden bir iki saat sonra midede ağrı, yanma, kazıntı ve basınç şeklinde kendisini belli eder. Ekşi geğirmeler, ağız ve boğazdan gelen gazlardan dolayı yanmalar, bazen de ekşi kusmalar fazla mide asidini işaret ederler.

Tedavi, mide asidini artıran yemeklerden uzak durmaya yöneliktir. Tuzlu, şekerli, baharatlı yemekler, et konserveleri, kızartmalar, çay, kahve, sigara ve alkol, çiğ soğan bunların başında gelmektedir.

Et, yumurta, taze peynir, süt gibi proteinli yiyeceklerle tuzsuz ve az yağlı yemekler perhiz için faydalı gıdalar cinsindendir.

- Muayene neticesinde hazımsızlığın sebebi yetersiz mide salgısından kaynaklandığı tespit edilirse, buna asitsiz dispepsi adı verilmektedir. Yemeklerden sonra bir-iki saat müddetle mide de ağırlık hissi duyulur. İshal ateş nöbetleri ve baş ağrısı görülebilir. Dışkı çok pis kokar.

Asitsiz dispepsi de iyi pişirilmek şartı ile her türlü et verilebilir. Yumurta, rafadan, tavada pişmiş veya çorba içinde yenebilir. Çorba yağsız ve bol tuzlu olmalıdır. Çay, kahve, baharat serbesttir. Ekmek, tercihen bayat ve kızarmış halde yenmelidir. Beden hareketleri, kısa yürüyüşler ve temiz hava da çok faydalıdır.


Gastrit nedir, belirtileri ve tedavisi nasıldır?

Gastrit, midenin iç yüzünde bulunan zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Halk arasında mide iltihabı veya mide nezlesi de denmektedir.

Gastriti hazırlayıcı nedenler

Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çiğnemek ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

Gastrit belirtileri

Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırılınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilkbahar ve son bahar aylarında artar.



Gastrit tedavisi

Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilaçlar kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.

Mide sorunlarından doğal yollarla kurtulun

Genellikle beslenme alışkanlıklarımızdaki hatalardan, tükettiğimiz besinlerden veya çevre kaynaklı olarak ortaya çıkan mide sorunlarından ve mide hastalıklarından kurtulmak için doğal yollara ve bitkisel tedavilere başvurabilirsiniz. İşte mide sorunlarından korunmak için izlemeniz gereken doğal yollar…

- Acı marulun kökünde ve gövdesinde bulunan süt, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlığı iyi gelir. Kurutulmuş acı marul yaprakları ve kökü safra kesesinin faaliyetini hızlandırır, hazmı kolaylaştırılır. Acı marulda idrar söktürme özelliği olduğu gibi, mide nezlesine de faydalı. Ayrıca kanamalarda da iyi bir dindiricidir.

- Ada çayı yapraklarından elde edilen toz mide suyunu tanzim eder, iştahı açar.

- Anason tohumlarının yenmesi mide ekşimesini önler. Anason tohumlarından elde edilen anason yağı mide rahatsızlıklarına iyi gelir.

- Andız otu kökünden yapılan çay, mide rahatsızlıklarına çok faydalıdır. Mideyi kuvvetlendirir, balgam söktürür. Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen andız otu, mide rahatsızlıkları tedavisinde etkilidir.

- Armut hazmı kolaylaştırır ama kendisinin hazmı kolay değildir. Midesi sorunlu olanlar elma gibi ısırarak yemek yerine suyunu tercih etmelidir. Armuttan en iyi şekilde yararlanmak isteyenler, yemeklerden önce yemelidir.

- Aşk otu (kurutulmuş) toz haline getirilir. 1 çay kaşığı 1 bardak sirkeye konularak içilir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Biber, mide salgısını çoğaltır.

- Ayva, mideyi kuvvetlendirir.

- Cevizin taze dallarının kabukları, meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılırsa mideyi kuvvetlendirir. Domates mide rahatsızlıklarına iyi gelir.



- Mandalina, spazma iyi gelir.

- Ebegümeci mide şikayetlerini düzeltir.

- Kimyon ve kişniş mide ve bağırsak gazlarını yok eder.

- Lahana çiğ olarak mide ülserine faydalıdır.

- Melek otu mideyi kuvvetlendirir. Mide ifrazatını artırır.

- Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay, mide ve bağırsak kanamalarında faydalıdır.

- Soğan ve üzüm, üril asiti yok eder.


Mide ekşimesini önleme yolları

Mideden yemek borusuna asit, safra, pankreas, ince bağırsak içeriğinin kaçması sonucu olan yanmalar, reflü hastalığı olarak adlandırılıyor. Midede meydana gelen ekşimeler için uzmanlar bir dizi tavsiyede bulunuyor.

Mide yanması sorunlarıyla birlikte; mide ekşimesi, ağza acı ve ekşi su gelmesi, geğirme, bulantı, kusma, yutma zorluğu, boğazda takılma hissi belirtileri görülüyor. Mide yanıklarının önlenmesi için şunlara dikkat edilmesi öneriliyor…

- Yatağın baş ucunu hafif yükseltin veya kullandığınız yastık sayısını artırın.

- Yemek sonrası sırt üstü yatmayın.

- Fazlaysa kilonuzu azaltın.

- Öne doğru eğilerek çalışmayın.



- Acı-ekşi, sirke, baharat, yağlı gıdalar ve kızartmalardan kaçının.

- Beli sıkan kemer, korse ve giysiler kullanmayın.

- Halter, vücut geliştirme gibi sporların reflü hastalığını artırdığını unutmayın.

- Kahve, narenciye, çikolata, domates, soğan, sarımsak, sosis, sucuk, salam, burger, pastırma, poğaça tüketimini azaltın.


Ülser nefes yoluyla tespit edilebilecek

Ülser, gastrit ve mide kanserine yol açan sinsi bakteri artık nefesinizde tespit edilebilecek. Helicobacter Pylori’nin Türk insanı ile olan ilişkisi Marmara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı tarafından Türkiye çapında 55 ilde 10 bin kişi ile yapılan çalışmalar sonucu tespit edilecek ve Eylül 2004 tarihinde bitirilip açıklanması planlanan bu çalışma sonucunda Türkiye’nin Helicobacter Pylori haritası bilimsel olarak belirlenecek.

Bakteri mide kanserine yol açıyor
Avustralyalı patolog Robin Warren ve gastroenterolog Barry Marshall’ın 1982 yılında yaptıkları araştırma, ülser hastalığının nedeninin bir bakteri olduğunu ortaya çıkardı. Bu buluş bilim dünyasında bomba etkisi yaratmış ve hekimlerin çoğu bu teoriye karşı tavır koyup eski tedavilerde ısrar etmişlerdi. 1994 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde düzenlenen bir uzlaşma toplantısında Peptik Ülsere büyük bir çoğunlukla Helicobacter Pylori adlı bakterinin yol açtığı ve bu hastalıkta antimikrobiyal tedavi yapılmasının zorunluluğu kabul edilmişti.



Dünyadaki en yaygın hastalık
Helicobacter pylori gastriti ve ülseri bugün dünyada en yaygın görülen hastalıklardan birisi ve dünya nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 60′ı bu bakteri ile enfekte olan bu kişilerin hemen hemen tümünde gastrit gelişiyor. Helicobacter pylori onikiparmak bağırsağı ülserlerinin yüzde 95, mide ülserinin ise yüzde 85′inde neden olarak gösterilmektedir. Bu bakterinin yüzde 1-3 oranında mide kanserine yol açması enfeksiyonun önemini artırıyor. Enfeksiyon oral-oral (ağız yoluyla) veya oral-fekal (dışkı bulaşık gıda/içecek) yolla bulaşmakta ve sağlık koşullarının kötü olduğu durumlarda, sosyoekonomik düzeyi düşük ve gelişmekte olan ülkelerde enfeksiyonun görülme sıklığı daha yüksek.

Mide kanseri belirtilerini önemseyin

Mide kanseri, tüm kanser türleri arasında ölüm nedeni olarak ikinci sırada. Bu hastalıkta da erken teşhis hayat kurtarıyor. Görülme sıklığı ve ölüme sebebiyet verme açısından tüm kanserler içinde ikinci sırada yer alan mide kanserinin belirtileri, birçoğumuzun önemsemediği, üzerinde durmadığı basit şikayetlerden oluşuyor.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Uğur Emre, mide kanserinin, düşük sosyoekonomik düzeyli, aşırı tuzlu, doğrudan ateşe maruz bırakılmış yiyeceklerle beslenen, maden, kimyasal işinde çalışan ve sigara içen kişilerde daha çok görüldüğünü belirtiyor.



Emre, “Kanserin geç evrede tespiti, tedavinin başarısını azaltmaktadır. Mide kanserinin ileri dönemlerinde en sık görülen bulgular, kilo kaybı, erken doyma ve kusmadır” diyor. Tedaviye rağmen düzelmeyen mide rahatsızlıklarında sık sık ilaç değiştirmek yerine mutlaka endoskopik kontrol yapılması gerektiğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Emre, mide kanserinde cerrahi uygulamanın kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor.

Düzensiz beslenme mide ağrısı yapıyor

Mide ağrısı, hazımsızlık ve hazımsızlığın sonucunda karında meydana gelen şişlik; dengesiz ve düzensiz beslenme sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Mide ağrısı ve karında şişliğin ayrıca bir sindirim sistemi hastalığının da işareti olabileceği unutulmamalıdır.

Hazımsızlığın belirtilerini şöyle sıralanabilir:
- Midede dolgunluk hissi,
- Midede ağrı ve yanma,
- Karında şişlik geğirme ve gaz çıkarma,
- Kabızlık,
- Nadir durumlarda ishal.

Hazımsızlığın birinci sebebi yiyeceklerin ağızda iyi çiğnenmemesidir. Bir münakaşa ve ruhi gerginlik sırasında yenen yemeklerde bolca hava yutulmakta; yiyecekler acele ile iyice parçalanmadan yenmekte en önemlisi sinir sisteminin dengesi bozulduğundan ifrazat bezleri yeterince çalışmamaktadır.

Bu gibi durumlarda ağzınıza aldığınız lokmayı iyice çiğnemeden yutmayınız. Hazımsızlığın bir diğer sebebi bol yağlı ve nişastalı (hamur işi) yemeklerle beslenmedir. Bunlar hazmı zor yiyecekler olup mide ve bağırsaklarda fazla beklemektedirler.

Kabızlığın sebebi de bunların bağırsaklarda fazla beklemesidir. “Bağırsak tembelliği” dediğimiz hastalığın ortaya çıkış sebebi de yine hazmı zor yiyeceklerle beslenmedir.

Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında aşağıdaki uyarıları dikkat alın:
- Yağlı ve unlu yemekleri tıka basa yemeyiniz.
- Sofranızda mutlaka sebze yemeği ve yeşillik bulundurunuz.
- Yemek sonunda mümkün mertebe unlu tatlılar yerine taze meyve yiyin.
- Salata ile yenen etli ve hamur işi yemeklerin hazmı daha kolay olduğundan bilhassa akşam yemeklerinde salata bulundurunuz.

Organik hastalıklara bağlı hazımsızlık

- Yemeklerden hemen sonra veya bir saat içinde ortaya çıkan hazımsızlık belirtileri safra kesesi yetmezliği gastrit mide ülseri ve kanseri gibi hastalıkların işareti olabilir.

- Yemeklerden birkaç saat sonra gelişen rahatsızlıklar on iki parmak bağırsağı ülserini ve pankreas yetmezliğini düşündürür.



- Geceleri ortaya çıkan hazım şikayetlerinde ve arka üstü yatıldığı zaman kendisini gösteren mide ağrılarında ise pankreas kanseri veya mide fıtığı şüphesini kuvvetlendirir.

- Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, (üremi) akciğer veremi ve her türlü kanser vakalarında da hazımsızlık şikayetleri görülebilir.

- Hazımsızlıktan şikayet eden kimse beslenmesine dikkat ettiği halde rahatsızlıkları devam ediyor ise; mutlaka bir doktora muayene olmalı gerekirse teşhis için film çektirmeli ve testler yaptırmalıdır.

Yemeklerden bir iki saat sonra midede ağrı yanma kazıntı ve basınç şeklinde kendisini belli eder. Ekşi geğirmeler ağız ve boğazdan gelen gazlardan dolayı yanmalar bazen de ekşi kusmalar fazla mide asidini işaret ederler.

Tedavi mide asidini artıran yemeklerden uzak durmaya yöneliktir. Tuzlu, şekerli ve baharatlı yemekler, et konserveleri, kızartmalar, çay, kahve, sigara, alkol ve çiğ soğan bunların başında gelmektedir.

Et yumurta taze peynir süt gibi proteinli yiyeceklerle tuzsuz ve az yağlı yemekler perhiz için faydalı gıdalar cinsindendir.

- Muayene neticesinde hazımsızlığın sebebi yetersiz mide salgısından kaynaklandığı tespit edilirse buna asitsiz dispepsi adı verilmektedir. Yemeklerden sonra bir-iki saat müddetle mide de ağırlık hissi duyulur. İshal ateş nöbetleri ve baş ağrısı görülebilir. Dışkı çok pis kokar.

Asitsiz dispepsi de iyi pişirilmek şartı ile her türlü et verilebilir. yumurta rafadan tavada pişmiş veya çorba içinde yenebilir. Çorba yağsız ve bol tuzlu olmalıdır. Çay kahve baharat serbesttir. Ekmek tercihen bayat ve kızarmış halde yenmelidir. Beden hareketleri kısa yürüyüşler ve temiz hava da çok faydalıdır.

Mide ağrısı ve karında şişliğin nedenleri
Mide ağrısı, hazımsızlık ve sonucunda karında meydana gelen şişlik dengesiz ve düzensiz beslenme sonucu meydana gelen bir rahatsızlıktır. Ayrıca mide ağrısı ve karında şişliğin bir sindirim sistemi hastalığının da işareti olabileceği unutulmamalıdır.

Hazımsızlığın belirtilerini şöyle sıralanabilir:
- Midede dolgunluk hissi,
- Midede ağrı ve yanma,
- Karında şişlik, geğirme ve gaz çıkarma,
- Kabızlık,
- Nadir durumlarda ishal.

Hazımsızlığın birinci sebebi, yiyeceklerin ağızda iyi çiğnenmemesidir. Bir münakaşa ve ruhi gerginlik sırasında yenen yemeklerde, bolca hava yutulmakta; yiyecekler acele ile iyice parçalanmadan yenmekte, en önemlisi sinir sisteminin dengesi bozulduğundan ifrazat bezleri yeterince çalışmamaktadır.

Bu gibi durumlarda ağzınıza aldığınız lokmayı iyice çiğnemeden yutmayınız. Hazımsızlığın bir diğer sebebi, bol yağlı ve nişastalı (hamur işi) yemeklerle beslenmedir. Bunlar hazmı zor yiyecekler olup, mide ve bağırsaklarda fazla beklemektedirler.

Kabızlığın sebebi de bunların bağırsaklarda fazla beklemesidir. “Barsak tembelliği” dediğimiz hastalığın ortaya çıkış sebebi de yine hazmı zor yiyeceklerle beslenmedir.

Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında aşağıdaki uyarıları dikkat alın:
- Yağlı ve unlu yemekleri tıka basa yemeyiniz.
- Sofranızda mutlaka sebze yemeği ve yeşillik bulundurunuz.
- Yemek sonunda mümkün mertebe unlu tatlılar yerine taze meyve yiyin.
- Salata ile yenen etli ve hamur işi yemeklerin hazmı daha kolay olduğundan, bilhassa akşam yemeklerinde salata bulundurunuz.

Organik hastalıklara bağlı hazımsızlık

- Yemeklerden hemen sonra veya bir saat içinde ortaya çıkan hazımsızlık belirtileri, safra kesesi yetmezliği, gastrit, mide ülseri ve kanseri gibi hastalıkların işareti olabilir.

- Yemeklerden birkaç saat sonra gelişen rahatsızlıklar on iki parmak bağırsağı ülserini ve pankreas yetmezliğini düşündürür.



- Geceleri ortaya çıkan hazım şikayetlerinde ve arka üstü yatıldığı zaman kendisini gösteren mide ağrılarında ise pankreas kanseri veya mide fıtığı şüphesini kuvvetlendirir.

- Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği (üremi), akciğer veremi ve her türlü kanser vakalarında da hazımsızlık şikayetleri görülebilir.

- Hazımsızlıktan şikayet eden kimse, beslenmesine dikkat ettiği halde rahatsızlıkları devam ediyor ise; mutlaka bir doktora muayene olmalı, gerekirse teşhis için film çektirmeli ve testler yaptırmalıdır.

Yemeklerden bir iki saat sonra midede ağrı, yanma, kazıntı ve basınç şeklinde kendisini belli eder. Ekşi geğirmeler, ağız ve boğazdan gelen gazlardan dolayı yanmalar, bazen de ekşi kusmalar fazla mide asidini işaret ederler.

Tedavi, mide asidini artıran yemeklerden uzak durmaya yöneliktir. Tuzlu, şekerli, baharatlı yemekler, et konserveleri, kızartmalar, çay, kahve, sigara ve alkol, çiğ soğan bunların başında gelmektedir.

Et, yumurta, taze peynir, süt gibi proteinli yiyeceklerle tuzsuz ve az yağlı yemekler perhiz için faydalı gıdalar cinsindendir.

- Muayene neticesinde hazımsızlığın sebebi yetersiz mide salgısından kaynaklandığı tespit edilirse, buna asitsiz dispepsi adı verilmektedir. Yemeklerden sonra bir-iki saat müddetle mide de ağırlık hissi duyulur. İshal ateş nöbetleri ve baş ağrısı görülebilir. Dışkı çok pis kokar.

Asitsiz dispepsi de iyi pişirilmek şartı ile her türlü et verilebilir. Yumurta, rafadan, tavada pişmiş veya çorba içinde yenebilir. Çorba yağsız ve bol tuzlu olmalıdır. Çay, kahve, baharat serbesttir. Ekmek, tercihen bayat ve kızarmış halde yenmelidir. Beden hareketleri, kısa yürüyüşler ve temiz hava da çok faydalıdır.


Karın Şişmesi


abdominal şişme (Karın Şişmesi)
Abdomende çeşitli nedenlere bağlı olabi­lecek genişleme. Abdominal şişme, obezitenin ve hamilelik sırasında uterusun büyümesinin doğal bir sonucudur. Abdominal şişmenin bazı nedenleri za­rarsızdır. Midede veya barsakta gaz ra­hatsız edici bir şişkinliğe neden olabilir. Geçici su toplanmasının sonucu olan şiş­kinlik bazı kadınlarda menstrüasyondan (adetten) hemen önce görülebilir. Diğer nedenler daha ciddi olabilir. Örneğin, assit (abdomen boşluğunda sıvı birikmesi) kanserin veya kalp, böbrek ya da karaci­ğer hastalığının bir belirtisi olabilir; bar­sak tıkanmasına (bkz. barsak, tıkanma) veya över kistine bağlı olarak da şişkin­lik görülebilir.

ARAŞTIRMA
Altta yatan nedenin tanısı için röntgen çekilmesi (bkz. abdominal röntgen), ult­rason taraması, laporotomi (abdomenin cerrahi olarak araştırılması) ya da lapo­roskopi (rijit ya da fleksibl gözlem tübü kullanılarak içerinin incelenmesi) gere­kebilir. Assitte abdomendeki sıvının bir kısmı ayrıntılı inceleme için dışarı alına­bilir.
abdomene baskı
Büyük çocuklarda ve erişkinlerde ciddi boğulmayı tedavi etmek için kullanılan Heimlich manevrası diye de bilinen ilk yardım tekniği (bebeklerde buna karşı­lık gelen teknik göğse baskı uygulanma­sıdır). Havayolu tıkanmasını açmak için üst abdomene, kaburgaların hemen altı­na keskin yukarı doğru ve içe doğru bas­kı uygulanmasından oluşur.


Karındaki gazı genelde kokusuz olan,karbondioksit, oksijen, nitrojen, hidrojen ve bazen de metan gazları oluşturur.

Gazın hoş olmayan kokusunu ise kalın barsaktaki bakterilerin oluşturduğu sülfür içeren az miktardaki gazlar oluşturur. Barsaklardaki gazın %1’den azı kokuyu oluşturan gazlardır, bunlar uçucu kısa zincir yağ asitleri, amonyak, hidrojen sülfür ve değişik uçucu amino asitlerdir.

Yemek borusu, mide, ince ve kalın barsaklardan oluşan sindirim sistemimizdeki gazın iki kaynağı vardır.

Bunlar:

1) Kalın barsakta normalde bulunan zararsız bakterilerin bazı sindirilmemiş gıdalarda bozulma yapması ile oluşan gazdır.

Hava yutma (aerofaji) mide gazının en sık sebebidir. Her insan yerken veya içerken bir miktar hava yutar.Hızlı yiyip içen, sakız çiğneyen, sigara içen ve uygun olmayan ( gevşek ) takma diş kullananlarda ise normalden fazla hava yutulur.

Midedeki gazın önemli bir kısmı geğirme ile çıkartılır, geride kalan kısım ince barsaklara geçer ve burada kısmen emilir, az bir miktarı ise kalın barsaklara geçer ve makat yolu ile atılır. Mide kendisi de mide asidinin bikarbonatla karışması sonucu karbondioksit gazı oluşturur ancak bu gazın önemli bir kısmı ince barsaklarda emilir ve kalın barsağa kadar ulaşmaz.

2) Sindirilmemiş Gıdanın Bozulması

İnsan vücudu bazı karbonhidratları ( şeker, nişasta ) ve pek çok gıdada bulunan lifleri ince barsaklardaki enzimlerin yetersizliği ya da yokluğu nedeni ile sindiremez. Bu sindirilmemiş gıda ince barsaklardan kalın barsağa geçtiğinde, kalın barsaktaki normal flora dediğimiz zararsız bakterilerce bozulmaya uğrar ve hidrojen, karbondioksit, insanların üçte birinde de metan gazı oluşur. Sonuçta bu gazlar anüs yoluyla dışarı atılırlar. Metan gazı oluşan insanların gaitaları su içinde yüzer. Araştırmalar neden bazı insanlarda metan gazı oluşup bazılarında oluşmadığını açıklayamamıştır.

Bir kişide gaz oluşturan gıdalar başka bir kişide gaz oluşturmayabilir. Kalın barsaktaki bazı bakteriler diğer bakterilerin oluşturduğu hidrojeni yıkabilirler. Bu iki tip bakteri oranı da bazı kişilerde daha çok gaz oluşunu açıklayabilir.

Karbonhidrat içeren gıdaların pek çoğu gaz yapar, buna karşılık yağlar ve proteinler daha az gaz yapan gıdalardır.

Şekerler: Gaz oluşturan şekerler raffinoz, laktoz, fruktoz ve sarbitoldur.
Raffinoz: Fasülye bu kompleks şekeri çok miktarda içeren bir besindir. Daha az oranda lahana, bruksel lahanası, karnıbahar, kuşkonmaz, diğer sebzeler ve tüm hububatlarda bulunur.
Laktoz: Laktoz sütteki tabi şekerdir. Peynir, dondurma gibi ürünlerde de bulunur. Ekmek, tahıl, mayonezde de bulunur. Özellikle Afrika ve Asya kökenli ırklarda laktozu sindirmeyi sağlayan laktuloz enzimi düzeyi düşüktür, kişi yaşlandıkça da enzim düzeyi düşer. Bunun sonucu olarak kişiler yaşlandıkça laktoz içeren gıdalar yeme sonucu oluşan gaz şikayeti giderek artacaktır.
Fruktoz: Fruktoz normalde soğan, enginar, armut ve buğdayda bulunur. Ayrıca bazı içeçek ve meyva sularında tadlandırıcı olarak kullanılır.
Sorbital: Sorbital meyvalarda doğal olarak bulunan bir şekerdir. Elma, armut, şeftali ve erikte çok vardır. Ayrıca birçok diyet gıdalarında, tadlandırıcılarda ve sakızlarda bulunur.
Nişasta: Patates, mısır, bazı tatlılar, pastalar ve buğdayda bulunan nişastanın bir kısmı kalın barsağı geçip orada bakterilerce yıkılarak gaz oluşturur. Pirinç gaz oluşturmayan tek nişasta çeşididir.
Lif: Pek çok gıda eriyebilen ve erimeyen lifler içerir. Eriyebilen lifler suda kolayca çözünür ve barsaklarda jel kıvamında bir yapı oluşturur. Bunlar, yulaf, fasulye, bezelye ve pek çok meyvada bulunurlar. Eriyebilen lifler kalın barsağa kadar sindirilmeden gelip, burada gaz oluşumuna yol açarlar. Erimeyen lifler ise barsaklardan hiç değişmeden geçer ve çok az gaz oluştururlar. Buğday, kepek ve bazı sebzeler bu tür lifleri içerirler.

karınında şişkinlik ve gaz olan hastalarda en sık görülen semptomlar :

-geğirme,
-çok gaz çıkartma,
-karında şişkinlik ve
-karın ağrısıdır.

Bu bulgular herkeste oluşmayabilir. Burada en belirleyici faktörler vücudun ne kadar gaz ürettiği, barsakların ne kadar yağ asidi absorbe ettiği ve kişideki kalın barsağın gaz gerginliğine olan hassasiyetidir.

Geğirti: Yemek sonrası mide dolu iken ara sıra oluşan geğirme normaldir. Sık geğirtisi olan bazı kişiler ise yemek yerken aşırı hava yutarlar ve bu hava mideye inmeden geri gelip geğirti oluşabilir.

Sık geğirtisi olan kişilerde ise reflü hastalığı, mide fıtığı, gastrit, ülser gibi üst sindirim sistemi rahatsızlıkları olabilir.

Geğirti yapan iki nadir görülen kronik gaz sendromu vardır. Bunlar meganblase sendromu ve gaz-bloat sendromudur. Meganblase sendromu özellikle ağır yemek yeme sonrası, yemek esnasında aşırı hava yutmaya ve bunun midede aşırı şişkinlik yapmasına bağlıdır. Bunun sonucu aşırı şişkinlik, tıkanma hissi ve nefes darlığı oluşabilir ve bu durum kalp krizini taklit edebilir.

Gaz-bloat sendromu ise reflü hastalığı ameliyatları sonrası oluşabilir. Bu ameliyatta yemek borusu ile mide arasında oluşturulan yeni yapı gıda ve havanın mideye geçmesine izin verir ancak normal geğirme ve kusma eylemini engelleyebilir. Özellikle çok hava yutanlarda bu durum ciddi bir sorun haline gelebilir.

Soğan, domates ve biberli gıdalar geğirmeyi arttırır. Sürekli geğirme ise bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Bunlar safra kesesi taşları, ülser hastalığı ve reflü hastalığıdır. Ankisiyete yani aşırı endişe hallerinde de çok hava yutup devamlı geğirme alışkanlık haline gelebilir.

fazla sayıda gaz çıkartma çok sık dile getirilen bir yakınmadır. Ancak kişiler günde 10-25 kez, ortalama 14 kez gaz çıkartırlar ve bu da normaldir. Bazen çok fazla gaz çıkartmanın sebebi ağır karbonhidrat sindirim bozukluğu veya kalın barsaklarda aşırı bakteri üremesi olabilir.

tıpta karında aşırı şişkinlik haline ” Distansiyon ” adı verilir.

Çoğu insan karında şişkinlik hissinin çok fazla gaz oluşmasına bağlı olduğunu düşünür. Aslında çoğunlukla gaz miktarı normaldir ancak bazı rahatsızlıklara bağlı kişi çok gaz varmış gibi algılar çünkü gaza karşı hassasiyeti artmıştır.

Aşırı karın şişkinliği genellikle barsak çalışma bozukluklarına bağlıdır. En sık olarak irritabl barsak sendromu veya spastik kolon denilen durumlarda oluşur. Bu kişilerde barsak çalışması bozulmuş ve barsak adelelerinde kasılmalar oluşmuştur. Kalın barsağın splenik fleksura denilen dalak bölgesindeki kısmında gaz sıkışması olabilir. Bu duruma splenik fleksura sendromu denir ve karın üst kısımlarında, özellikle sol üst kısımda rahatsızlık, adele spazmı, şişkinlik, ağrı ile kendini gösterir.

Barsaklarda iltahaba, bunun sonucu da daralma ve tıkanıklıklara yol açan divertikülit, kron hastalığı gibi durumlarda ve barsak kanserlerinde de karında şişkinlik oluşur. Daha önce karın ameliyatı geçirmiş kişilerde oluşabilecek barsak yapışıklıkları da karında şişkinlik yapabilir.

Ayrıca çok yağlı gıda yendiğinde de mide boşalması gecikir ve kişiler fazla gaz oluşması olmadan da şişkinlik ve rahatsızlık hissi duyabilirler.

Bazı kişiler barsaklarda gaz olduğunda karın ağrısı duyabilirler. Gaz kalın barsağın sol tarafında toplandığında kalp sıkışması hissi ile kalp rahatsızlığı ile karışabilir. Kalın barsağın sağ tarafında aşırı gaz olduğunda ise safra kesesi ve apandisitte duyulan ağrılara benzer ağrılar oluşabilir.

hastalığın teşhisine gelince….

Gaz yakınması bazı ciddi hastalıklarda da oluşabileceği için kişiye tanı konup bu hastalıklar ekarte edilmelidir. Kişinin yeme alışkanlıkları ve yakınmalarının birbiri ile ilgisini belirlemek önemlidir. Hangi gıdaların daha çok gaz yaptığı araştırılır.

Eğer laktoz yetersizliğinden şüphelenilirse bir müddet için süt ve sütlü gıdalar yasaklanarak durum takip edilebilir. Laktoz intoleransını belirlemek için kan ve nefes testleri yapılabilir. Karında aşırı şişkinlik olanlarda karında su toplanıp toplanmadığı, barsaklarda iltahabi hastalık olup olmadığı incelenmelidir.

Karında şişkinlik ve gaz yakınmaları olan 50 yaşın üzerindeki kişilerde kalın barsak kanseri olasılığı dikkate alınmalıdır.
Özellikle ailesinde barsak kanseri olan kişilerde bu durum daha önemlidir. Bu durumda barsakların ışıklı kamera ile incelenmesi anlamına gelen kolonoskopi yapılmalıdır. Özellikle açıklanamayan kilo kaybı, ishal veya gaitasında kan olan kişilerde bu olasılık çok dikkatle araştırılmalıdır.

tedavisine gelince…

Belirli bir hastalık sonucu oluşmadığı gösterilen gaza bağlı rahatsızlıkları geçirmek için diyet değişikliği, gerektiğinde ilaç kullanılır ve hava yutmayı azaltmak gereklidir. Doktorların azaltmalarını veya kesmelerini önereceği gıdalar maalesef genellikle meyve, sebze, hububat ve süt ürünleri gibi sağlıklı gıdalardır.

Ayrıca şişkinlik ve hazımsızlık hissini azaltmak için yağsız gıdalar yenmelidir. Böylelikle mide daha hızlı boşalır ve gaz barsaklara daha hızlı geçip ileriye doğru gider.

Her bir gıdanın gaz yapıp yapmayacağı ve eğer gaz yaparsa ne kadar gaz yapacağı kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için her bir bireyle ayrı ayrı konuşup ona göre diyet düzenlemesi yapılmalıdır.

Gaz yakınmaları diyet düzenlemesi ile geçmiyor ise antiasitler, sindirim enzimleri, karbon preperatları, barsak çalıştırıcı ilaçlar kullanılabilir.

Yutulan havayı azaltmak için sakız çiğnememek, sert şekerleme yememek, yemekleri küçük lokmalar halinde ve yavaş yavaş yemek gereklidir. Eğer takma diş kullanılıyorsa bu mutlaka çeneye oturan bir protez olmalıdır.

hülasa ; gaz ve şişkinlik yakınmaları basit hazımsızlık şeklinde olabileceği gibi, bazı enzim eksiklikleri, iltahaplanmalar, yapışıklık, kanser gibi değişik birçok rahatsızlıkdan da meydana gelebilir.

Bu nedenle bu tip yakınması olanlar, eğer yakınmaları süreklilik kazanıyorsa mutlaka bir doktora başvurmalı, tanı ve tedavilerinin doğru bir şekilde yapılması sağlanmalıdır.

benim size önerim ;bizzat bir dahiliye uzmanına muayene olarak hastalığınızın tam olarak teşhis edilmesi ve buna göre gerekli tedaviyi görmenizdir.

Karın Ağrısı

abdominal ağrı (karın ağrısı)
Abdomen boşluğunda rahatsızlık. Abdo­minal ağrıya eşlik semptomlar arasında gaz çıkarma, bulantı, kusma, guruldama sesi ve şişkinlik (gaz) yer alabilir.

NEDENLERİ
Hafif karın ağrısı sık görülür ve genel­likle aşın alkol alımına, uygun olmayan beslenmeye, gaza, diyare atağına veya iritabl barsak sendromuna bağlıdır. Alt ab­domende ağrı menstrüasyon (adet) sıra­sında sık olmakla birlikte bazen endometriyozis (uterusu döşeyen dokunun parçacıkların abdomenin anormal yerle­rinde bulunması) gibi bir jinekolojik has­talığa bağlı olabilir. Sistit alt abdomende ağrı ve rahatsızlığın bir başka sık görü­len nedenidir. Üriner obstrüksiyona bağ­lı mesane distansiyonu da karın ağrısı ya­pabilir.
Abdominal kolik, iç organlardan biri kas spazmı geçirdikçe birkaç dakikada bir or­taya çıkan ağrı için kullanılan terimdir. Kolik vücudun taş veya iltihap alanı gibi bir tıkanmanın üstesinden gelme çabası­dır. Kolik atakları daha şiddetli hale ge­lebilir ve kusma ile birlikte olabilir (bkz. abdomen, akut).
Peptik ülser, midede asid miktarında ar­tış ile birlikte olup sıklıkla tekrarlayan iç kemirici bir ağnya neden olur. Abdomi­nal ağrının diğer olası nedenleri pyelonefrit (böbreklerin iltihabı) ve pelvik inflamatuvar hastalık (kadınlarda iç üreme organlarının iltihabı) gibi enfeksiyon­lar, ve bir volvulus (barsağın kıvrılma­sı) kan damarlarını tıkadığı zaman görülen iskemidir (kan akımının olmaması). Abdominal organları etkileyen tümör­ler ağrıya yol açabilir. Karın ağrısı, anksiyete gibi bir psikolojik nedene de bağ­lı olabilir.

TEDAVİ
Hafif karın ağrısında, hastanın havluyla sarılmış sıcak su şişesi veya sütlü bir içe­cek içmek gibi yöntemlerle kendi ken­disini tedavi etmesi genellikle etkilidir. Peptik ülsere bağlı ağrı yemek yemekle veya antasid ilaçlar almakla geçici ola­rak hafifleyebilir.
Kusma ile hafiflemeyen, altı saatten uzun süren veya terleme ya da bayıl­ma ile seyreden karın ağrısı acil medikal yardım gerektirir. Ağrıya sürek­li kusma, kanlı kusma veya kanlı ya da siyah renkte dışkılama eşlik etmesi ha­linde de acil yardım gerekir. Açıklana­mayan kilo kaybı veya barsak alışkanlık­larında değişiklikler ile birlikte görülen karın ağrısı da daima bir doktor tarafın­dan araştırılmalıdır.

Doktor fizik muayeneye ve hastanın semptomlarının ayrıntılı şekilde tanım­lanmasına dayanarak karın ağrısı tanı­sı koyar. Şiddetli karın ağrısının araştı­rılması, kan testlerini, ultrason tarama gibi görüntüleme testlerini ve laporoskopi (abdomen boşluğunun gözlenmesi), gastroskopi (mide ve doudenumun (12 parmak barsağı) gözlenmesi) veya kolonoskopi (kalın barsağm gözlenmesi) şek­linde endoskopiyi de içerebilir.



10 gün önce endoskopi sonucumda duodenit teshisi konuldu. Beni duodenit hakkında bilgilendirirseniz sevinirim. Yaklaşık bir aydır sol kaburgalarımın alt kısmında rutin bir ağrı var. Bu ağrı nedendir? Ayrıca sol karın boşluğumdaki ağrının sebebi duodenitis olabilir mi? Şimdiden teşekkürler.



Duodenit mideden sonra gelen onikiparmakbağırsağının fazla asit nedeni ile kızarık ve şiş olmasıdır ki kullanılan ilaçlarla çok kısa süre içinde (midede sancı, yanma ve hazımsızlık gibi) yakınmalar geçer. Karın sol üst kadrandaki ağrının duodenit ile bir ilgisi yoktur. O bölgede dalak, böbrek, kalınbağırsak ve akciğer gibi organlardan kaynaklanan ağrılar görülebilir ki bir İç hastalıkları Uzmanına görünmeniz yararlı olacaktır.

Merhaba. Yaklaşık bir buçuk yıl önce mide şikayetleri çekmeye başladım. Bunun üzerine Mart 2006'da endoskopi yaptırdım, kronik süperfisiyel gastrit (h. pylori) teşhisi konuldu. Doktor mide şikayetlerimin büyük oranda stresten kaynaklandığını söyledi ve yaklaşık 8 aydan beri ilaç tedavisi görüyorum. Aprasol, pankreoflat kullandım. Hastalığım ilk başladığı aşamada değil ama tam olarak iyileşme sağlayamadım. Midemde aşırı şekilde özellikle açken geğirme ve gaz oluyor. Karnımın sol tarafında kasığa doğru sanki bir gaz birikmesi oluyor ve derin nefes alıp verdiğimde goruldama sesine benzer bir ses geliyor. Bu durum beni aşırı şekilde rahatsız ediyor. Bu olay belli bir zaman aralığında tekrarlıyor. Özellikle karnım açken daha çok oluyor. Öneriniz ve tedavi yöntemi ne yönde olmalıdır? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.


Mide ve bağırsak yakınmalarınızı birbirine karışmış durumda. Buna bir de sizi takip eden hekimden ayrıntılı bilgi almamanız da eklenince bu yakınmaların geçmemesi fazla anormal gözükmedi bana. Mide ve bağırsaklarınıza yönelik olarak tüm tetkikleriniz tamamlanmalı ve bir hastalık var ise ona yönelik tedavi başlanmalı, bir hastalık bulunmaz ise yakınmalarınızın strese bağlı olduğu belirtilmelidir. Burada özellikle her yakınma (bir bütün içerisinde) ayrı ayrı ele alınmalı ve her biri ile ilgili ayrıntıları ile açıklama getirilmelidir. Bu konunun uzmanları Gastroenterologlardır. Bulunduğunuz yerde bir Gastroenteroloji Kliniğine başvurmalısınız. Geçmiş olsun.


Sorulardan birine verdiğiniz cevapta: Karında gurultu yakınması tek başına ise yani başka şikayet yok ise bağırsaklarda ciddi bir sorun düşünülmeyebilir demişsiniz ve bağırsak düzenleyicisi dediğiniz ilaçlarla bu yakınmaların geçebileceğinden bahsetmişsiniz. Bana da yapılan tetkiklerin sonucu temiz çıktı ve IBS teşhisi konuldu. Fakat tek sorun iş ve sosyal hayatımı olumsuz etkileyen gurultular oldu. Kreon, duspatalin, debridat, pankreoflat denedim fakat işe yaramadı. Önereceğiniz başka bir ilaç olabilir mi? Saygılarımla.


Sağlık sayfamızdaki soruları ve bunlara verdiğim yanıtlarımı gözden geçirdiyseniz soru soran hastalarımıza doğrudan ilaç önermediğimi görmüş olmalısınız. Bu köşenin amacı, verilen (genellikle kısıtlı) bilgiler doğrultusunda sizlere açıklamalarda ve önerilerde bulunmak ve gerekiyorsa ilgili branş hekimlerine ya da kliniklere yönlendirmektir. Bunun dışında kısa cümlelere sığan yakınmalarınıza bakarak tanı koymak ve tedavi önermek zaten tıbben uygun değildir. Sizi takip eden (ve Gastroenterolog olması gereken) hekiminize yakınmalarınızın geçmediğini iletirseniz size yardımcı olacaktır. Sağlıklı olun, mutlu kalın.

Bundan iki ay önce midemde ekşime, ağzımda elma benzeri bir tat ve midemden yemek borusuna doğru yanma başladı. Endoskopi yapıldı ve az miktarda gastrit ve A düzeyinde reflü saptandı. Pariet adlı ilaç kullanıyorum fakat şikayetlerim zaman zaman devam ediyor. Bilgi vermenizi rica ediyorum.


Yemek borusunun altındaki kapakçığın açık kalması sonunda mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasına reflü diyoruz. Aslında reflü fizyolojik bir olay yani tüm insanlarda var. Önemli olan ise bunun süresinin ve sıklığının artması. Her reflüsü olan kişiyi yoğun olarak tedavi etmiyoruz. Yani 3-5 ayda bir midesinde yanma olan ve bu yanması boğazına yayılan ve yapılan endoskopik tetkiklerinde bir patoloji bulunmayanlara geçici tedaviler veriyoruz. Burada önemli olan reflüye bağlı olarak yemek borusunun tahriş olması, yaralar açılması (yani özofajit gelişmesi). Böyle durumlarda mide içindeki asidin yoğunluğunu azaltan ilaçlar kullanıyoruz. Böylece reflünün sürmesine karşın yemek borusuna kaçan sıvının asiditesi az olacağından sorunlar gideriliyor ya da en aza indiriliyor. Sizde de yemek borusuna kaçan asit nedeniyle yaralar oluşmuş yani özofajit gelişmiş. Los Angeles sınıflamasına göre başlangıç düzeyinde (yani A) özofajitiniz var. (A düzeyinde reflü diye bir durum yok). Bunun için düzenli ilaç kullanmalı ve mutlaka bir Gastroenterolog takibinde olmalısınız. Aksi halde yakınmalarınızın sürmesi bir yana size gereksiz tedaviler uygulanabilir ve hatta ameliyat önerilebilir. Geçmiş olsun.

Midemde sabahları kalktığım zaman bulantı, midede tokluk, doygunluk, kazınma hissi, son dönemde de ağrı ve (normalde iştahlı biri olmama rağmen) iştahsızlık ortaya çıktı. Ne yapmalıyım? Teşhis için endoskopi şart mı?



Mide yakınmalarınız için endoskopi yapılırsa iyi olur. Ancak istemiyor iseniz kısa süreli bir tedavi verilip yakınmalarınızın geçip geçmediğine bakılabilir. İlaçla yakınmalarınız geçmez ise o zaman endoskopi yaptırırsınız. Bu nedenle bir Gastroenterologun yardımını almalısınız.

4 yıldır midemde helicobakter var. 2 kez uzun sureli(4 ay panto, lansor ve antibiyotik, 2 yıl aradan sonra da 1 ay 1000mg lik antibiyotik kullandım) ilaç tedavisi gördüm geçmedi. Acaba antibiyotikler iyice mikrobu kuvvetlendirdi mi? Doktorum en son hic bir ilaç vermedi ve 1yil ara verelim dedi. Fakat midem hala yaniyor. Ayrica reflü de var. 37 yaşındayım Kansere çevirmesinden endişeliyim. Ne yapmalıyım?


Helicobacter pylori durduk yerde mide kanserine yol açmaz. Bu nedenle de ille yok edilmesi gerekmez. Bu mikroorganizmanın hangi koşullarda yok edilmesi gerektiği belirlenmiştir. Yurdumuzda bu mikrobun görülme sıklığı %80'in üzerindedir. Yani en az elli milyon insanımızda bu mikroorganizma bulunmaktadır ama mide kanseri çok sık görülmemektedir. Bu konu ile bağlantılı olarak diğer sayfalarda bulunan Helicobacter pylori başlıklı yazımı okursanız ayrıntılı bilgi edinebilir ve endişelerinizden uzaklaşabilirsiniz. Midenizin yanmasını bu mikroorganizmaya bağlamak mümkün değil. Bulunduğunuz yerde bir Gastroenteroloji Uzmanına başvurmalısınız. Geçmiş olsun.

Merhaba hocam benim sorunum mide bulantısı ve aşırı iştahsızlık. Yemek yiyemiyorum yediğimi de çıkartıyorum. Bana yardımcı olur musunuz? Ne yapmam gerekiyor? Saygılarımla.

Midenizin koşullarının bozuk olduğu belli oluyor. Bu açıdan incelenmeli ve sonuca göre tedavi olmalısınız. Muayene ve tetkik yapılmadan daha fazla bir yorum yapmak mümkün değildir. Geçmiş olsun.

Yapılan endoskopimde midemde 5 cm genişleme var ya ömür boyu ilaç kullanacaksın yada ameliyat olacaksın dedi ben de ameliyatı tercih ettim 5 ay sonra ameliyat olacağım şimdilik ilaç kullanıyorum ama midemdeki yanma hala devam ediyor midem şiş yediklerimi hazmedemiyorum. Kabızlık problemlerimde var.


Mide ile ilgili olarak ameliyat olacaksanız bunun kararını mutlaka bir Gastroenteroloji Uzmanı vermelidir. Ayrıca kabızlık, karında şişkinlik ve hazımsızlık gibi yakınmalarınızın ameliyatla geçmeyeceğini de unutmayınız. Sağlıklı olun, mutlu kalın.

Merhaba endoskopi sonucumda pangastrit, pilor disfonksiyonu ve kardiya yetmezliği yazıyor. 15 yıldır mide ağrısı çekiyorum çok sayıda ilaç kullandım. önceleri fayda ediyordu artık etki etmiyor. Son kullandığım ilaç pantpas pilor disfonksiyonu ne demek ? Ne yapmamı önerirsiniz teşekkürler.



Yazdığınız tanılar midede fazla ağrı yapmaz. Ağrılarınızın nedeni mide mi bilemiyorum. Pilor disfonksiyonu safranın mideye kaçtığının bir ifadesidir ki buna yönelik bir ilaç kullanmıyorsunuz. Bulunduğunuz yerde bir Gastroenteroloji Ünitesine başvurmalısınız. Geçmiş olsun.

Benim safra kesemde taş ya da polip olduğu saptandı. Fakat kesin sonuca varılamadı. Sağ göğsümün alt kısmında ve sol kürek kemiğimde şiddetli ağrılarım oluyor. Sadece akşam yemeklerinden sonra veya geç yenilen meyve vb. gıdaların ardından yaklaşık 2,3 saat sonra ortaya çıkıyor. İsteyerek istifra ettiğimde rahatlıyorum. Endoskopi sonucumda gastrit ortaya çıktı. Acaba bu şiddetli ağrılarımın sebebi nedir?

Safra kesenizde saptanan oluşumun görüntüleme yöntemleri ile ayırt edilmesi gerekir. Çünkü safra kesesinde bulunan bir taş yıllarca sessiz kalabilirse de burada bulunan bir polip (çapına bağlı olarak) kanserleşme riski taşır. Özellikle çapı 10 mm'nin üzerinde olan poliplerin ameliyatla alınması önerilir. Mide ağrılarınızın nedeninin araştırılması gerekir. Gastrit genellikle bu derece şiddetli ağrı yapmaz. Bir Gastroenteroloji Ünitesine başvurmalı ve gerekirse endoskopinizi bir Gastroenterologun yapması koşuluyla tekrarlatmalısınız.


32 yaşındayım ve 2 çocuk annesiyim. Yaklaşık 3 ay önce mide şikayetlerim başladı. Sabahları bulantı ve kusma hissi ile uyanıyorum. Bazen belime ve sırtıma vuruyor, baş dönmesi ve halsizlik oluyor, devamlı yatmak istiyorum. Doktor ülser olabilir dedi. Ülserde bel ağrısı olur mu? Ağrılarım bazen çok şiddetli oluyor, ne yapmam gerekir?



Bulantı ve kusma mide veya onikiparmakbağırsağı hastalıklarının belirtisidir. Bu nedenle tetkik edilmeli ve bir hastalık bulunur ise tedavi edilmelisiniz. Bir hastalık saptanmaz ise psikolojik kaynaklı yakınmalar açısından da değerlendirilmelisiniz. Ülserli hastaların bir bölümünde bele vuran ağrılar görülebilir. Bu nedenle bir Gastroenteroloji Ünitesine başvurmalısınız. Geçmiş olsun.

Bende Ülseratif Kolit var. Bütün bağırsağı kaplamış durumda. Ne yapmam gerekli? Şu anda Samsun Tıp Fakültesi'nde yatıyorum. Tavsiye edebileceğiniz doktor veya hastane var mı?


Halen bulunduğunuz fakülte bölgenizin en iyisidir. Oradaki Gastroenteroloji Kliniğinde bulunan hekimlerinize güveniniz ve sorularınızı onlar sorunuz. Başka hastane araştırmanıza gerek yoktur. Geçmiş olsun

Mide kanaması geçirdim ve doktor 2 kutu Uniklar ve 6 ay lansopral tedavisi verdi. 3 aydır kullanıyorum, bazen midemde ağrılar oluyor. Ne yapmam lazım ve hastalığın iyileştiğini nasıl anlayacağım?


Verilen tedavi yeterli ve uygundur. Zaman zaman olan ağrılarınızın mideden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Çünkü verilen tedavi ile midenizde fazla bir rahatsızlık beklenmez. Sizi takip eden hekiminize danışırsanız sorularınızı yanıtlayacaktır.

Bundan 2 yıl önce ülserim vardı, tedavi gördüm ve geçti. Tedavi olurken midemden parça alınıyordu. Biyopsi sonucunda lenfoma olasılığı düşündürmektedir çıkıyordu. Doktorum bunun tedavi olmazsam ciddi sonuçlar getireceğini söyledi. Başka bir yerde endoskopiye girdim. Burada da sonuçların doğru fakat abartılacak bir şey olmadığı söylendi. Daha önce tedavi gördüğüm yerde sık sık endoskopiye girmiştim. Bunun yanlış olduğunu söyledi. En son yaptığım tahlilde temiz çıktı. Senede bir kez tahlil yaptırmam söylendi. Benim anlayamadığım sonuçlarda çıkan lenfoma olasılığı düşündürmektedir yazısının önemi ve nasıl bir yol izleyeceğim… Acaba tekrarları mı?

Midenizde lenfoma olasılığı nasıl düşünüldü bilemiyorum; ancak başka bir hekim fazla sorun olmadığı bildirmiş ve ayrıca 2 yıldır önemli bir hastalık gelişmemiş olduğuna göre önemli bir durum olmadığı düşünülebilir. Yine de kesin bir kanıya varılamayacağından gereksiz yerlerde zaman harcamayın ve bir Gastroenteroloji Ünitesine başvurun. Sağlıklı bilgileri oradan alabilirsiniz.


Karnımın sol tarafında bir ağrı var. Gece beni acıyla uyandırıyor, sonra geçiyor. Acaba ne olabilir?


Tarif ettiğiniz o bölgede dalak, böbrek ve kalınbağırsak bulunuyor. Başta bu organlar olmak üzere o bölgede ağrı yapabilecek patolojilerin araştırılabilmesi için bir İç hastalıkları Uzmanına başvurmalısınız. Geçmiş olsun.


19 yaşındayım ve mide problemlerim var. İleri derecede gastrit var ve mikrop bulundu. Helicobakter pylori 3'lü antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Kilo alamıyorum, tedavim bitince alabilir miyim?

Günümüzde midesinde Helicobacter pylori isimli mikrop bulunan hastalarda, bu mikrobu yok etmeye yönelik olarak tedaviler veriliyor ki bu yaygın uygulama çoğu zaman doğru değil. Bu mikroorganizmayı yok etmek için 3 ilacın bir arada kullanıldığı (size de verilen) tedaviler uygulanıyor ve %80 oranında mikrop yok edilebiliyor. Ancak bu mikroorganizma midenizde olsa bile yok etmek gerekli olmayabilir. Bu mikroorganizmayı yok etmenin kriterleri belli ve tüm tıp kitaplarında ve literatürlerde yazıyor. Hekimlerin buna göre davranması gerekir. Bu konu ile bağlantılı olarak İlgili başlıklar bölümünde yazdığım Helicobacter pylori başlıklı yazımı okursanız ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Gastritte H. pylori tedavisi gereksizdir. Bu nedenle bu gereksiz tedavi sonunda kilo almanız beklenmez; ancak mide yakınmalarınız açısından doğru ilaçlar kullanılacak olursa mide koşullarınızın düzelmesiyle daha rahat ve fazla yemek yiyebileceğinizden kilo alabilirsiniz. Yakınmalarınızın çözümü ve gereksiz tedavilerden kaçınmak için mutlaka bir Gastroenterohepatoloji Uzmanına başvurunuz. Geçmiş olsun.

Ben 7-8 yıldır mide sorunu yaşıyorum. Üniveriste ve özel hastanelerin hepsine gittim. 6 Endoskopi yapılldı. 2 kere de baryumlu film çekildi. Her doktor diğer filmi beğenmedi ve konu uzadı gitti. Endoskopi sonucu Sliding tipi hiatal herni+KÖS gevşekliği (görh), gastrit, kaskad mide, duodenit olarak belirlendi. 1 ay önce de 5 cm açık sliding tipi hiatal herni tanısı koyuldu. İlaç kullanmak birşeyi değiştirmiyor. Ağız kokusu, mide yanması ve ekşimesi, aşırı derecede var. 3 yastıkla yatmama rağmen hala asit boğazıma kadar geliyor. Ne yapmam gerekiyor?


Yemek borusuna mide içeriğinin kaçmasına reflü diyoruz ki sizde bu durum var. Midenin altında bulunan kapakçık yerinde olmadığında bu yakınmalar meydana geliyor. Yakınmalarınız için (gereksiz yere) çok fazla endoskopi ve film çekilmiş. Ayrıca sonucunu yazdığınız endoskopinizin bir Gastroenterolog tarafından yapılmadığını düşünüyorum. Size önerim şu: güvendiğiniz bir Gastroenteroloji Uzmanına başvurun. Takip ve tedavinizi yaptırın. Gerekli tedaviden yarar görebilirsiniz. Aksi halde ameliyat seçeneği düşünülebilir. Buna da mutlaka yine bir Gastroenteroloğun karar vermesini sağlayın. Geçmiş olsun.



4 seneden beri mevcut mide bulantım var. Senede 5-6 kez tekrarlayan, 10-15 gün devam eden bir bulantı bu. Ayrıca son bir yıldan beri yanmayla gelen bir kaşıntı durumum mevcut. Anti hcv.3,32, hcvrna.negativ alt28 ast25. Bende oluşan bu değişiklikler hepatit C'den mi kaynaklanıyor? HCV RNA negatifliiği ne demek? Ultrasonda grade I hepaostetaoz mevcut. Bu durum nedir, ne yapmam gerekiyor? Saygılarımla.


Bedene Hepatit C virüsü girerse Anti HCV pozitifleşir ve HCV RNA da pozitif bulunur. Eğer bu virus bedenden atılacak olur ise bu kez HCV RNA negatif olarak saptanır. Sonuç olarak yakınmalarınızın Hepatit C ile bir ilgisi yoktur. Mide yakınmaları ve karaciğerinizdeki yağlanma açısından bir Gastroenteroloji Uzmanı tarafından görülmeli ve takip edilmelisiniz.


Benim karnımın sağ alt tarafında bir ağrı var ve sürekli midem bulanıyor, kusuyorum. Hemen hemen her gün aynıyım. Endoskopi ve kolonoskopi, ilaçlı bağırsak filmi, ultrason ve kan tahlili idrar ve gaita tahlili yapıldı. Sadece gastrit ve reflü teşhisi koyuldu. Hatta akut apandisit olabilir diye apandis ameliyatı oldum fakat şu an hala ameliyat yerim ve safra keseme doğru bir ağrı mevcut. Bunun için ne yapabilirim? Yaptırmadığım tahlil kalmış mı? Yardım ederseniz sevinirim, saygılar.



Karında uzun süren ağrı yakınması olup da bir türlü tanı konmayan olgularda FMF ve Crohn hastalığı başta olmak üzere başlıca tüm Gastroenterolojik patolojiler ve diğer hastalıklar araştırılmalıdır. Çok sayıda tetkik yaptırmak yerine bu işin uzmanı olan Gastroenterologlara başvurmalısınız. Geçmiş olsun.

Karın Ağrıları ve nedenleri için tıklayınız

Kaynak

http://www.medlinetr.com/
http://www.saglikveguzellik.net

Dr. Nevzat Aksoy
İç Hastalıkları Uzmanı
Gastroenterohepatolog
Net Endoskopi
Share:

Video

←Kanalımız

Dil

Popular Posts

Etiketler

Lütfen Buradaki konuları İsim belirterek Paylaşın. Blogger tarafından desteklenmektedir.